AK Parti geçen Çarşamba saat 16.00 itibarıyla İstanbul seçimlerinin iptali için olağanüstü itiraz hakkını kullandı. Bu başvuyu yaparken sunulan deliller “maddi hatalar, usül hataları ve esas hatalar” şeklinde üç başlık altında toplandı. YSK umuyorum ki doğru kararı verecek ve İstanbul’da seçimler tekrarlanacaktır. Bu cenaze başka türlü kalkmaz çünkü.
***
Sandıkların sadece yüzde 10’unun sayıldığı bir durumda, farkın yarıdan fazla erdiği ve “hataların” yüzde 85 oranında Binali Yıldırım aleyhine yapıldığı gerçeği bile seçimlerin “murdar” edildiğinin bir ispatıdır. Ancak bununla da kalmıyor. 19 bin sandık görevlisi memur olmayanlardan seçiliyor. Bunlardan 12’si KHK ile atılanlardan seçilmiş. Benim de gözlemlediğim bir olay var ki, o da 25 bin seçmene büyükşehir pusulası verilmemiş olmasıdır. 5 bin 388 sayım döküm çizelgesinde mühür yoktur. Birleştirme tutanaklarının kayıtlara geçerken yapılan kaydırmalar için ise Süleyman Soylu “Bunca seçim gördüm, 201 rakamının sıfır yazıldığını ve bunun alt alta yapıldığını hiç görmedim” demişti zaten.
***
Değerli okurlar, mesele sadece İstanbul seçimini alavere dalavere ile AK Parti’nin kaybetmesi değildir. Ülkemizin en değerli demokratik kazanımlarından birinin hedef alınmasıdır. Türkiye bölgemizde sağlıklı seçim yapan neredeyse tek ülkedir. Yani bu kötücül organizasyonu yapanlar, sadece İstanbul’u çalma niyetiyle yetinmemiş, sağlıklı seçim yapma kabiliyetimizi de hedef almışlardır. Buna Millet İttifakı kuluçka olmuştur. Baş sorumlu da maalesef ve tabii ki CHP’dir.
***
Geldiğimiz yere bakın! Dünyanın en muhteşem antiemperyalist mücadelesinin lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu CHP, Türkiye’ye dönük hareketlerin kuluçkası oluyor. Genel Başkanı kasetle değiştiriliyor, sonra yaşananlar malum. CHP’nin faşist vs. bir parti olduğunu söyleyenler var. Bence bu tespit doğru değil. Faşizm de bir ideolojidir ve CHP’nin maalesef kötü bile olsa bir ideolojisi bile yoktur artık.
CHP artık sadece bir kabuktur.