Bu sadece bir başlangıç…
Bu işin hemencecik olup bitmeyeceğini, Filistin başta olmak üzere, mazlum millet ve ülkelerin daha adil bir dünyaya hemen ışınlanmayacağını biliyoruz.
Ancak “kral çıplak” dendi bir kere.
2009 yılına kadar Türkiye içinde verilen bu mücadele One Minute çıkışıyla küresel boyut kazandı. O günden beri başımız beladan kurtulmuyorsa, nedeni, Türkiye’nin dünya hegemonları için ekonomik bir tehdit olması değildi. Çin’i ıskalayanlar için Türkiye radarda henüz olamazdı.
Ama Türkiye ve Sayın Erdoğan 2009’da radara güçlü bir şekilde girmişti.
Peki neden? Türkiye neden tehdit algılanmış, neden FETÖ ve her tür terör örgütüne “saldır” komutu verilmişti? Gücümüz nereden kaynaklanıyordu?
Söyleyeyim; değerlerimizden… Bizim bile değerini henüz tam olarak kavrayamadığımız, Sayın Erdoğan’ın eylem ve söylemlerinde cismanileşen değerlerimizden.
Bazıları, böyle bir dünyada “One minute”, “Dünya beşten büyüktür” söyleminin ne kadar etkili bir değer teklifi olduğunu anlayamayabilir.
Öyle değil… En büyük ordular, en büyük ekonomiler bile bir teklife yaslanır. O teklifin sadece zorbalıkla benimsetilmesinin mümkün olmadığı da bilinir. O yüzden bir medya, bir film endüstrisi vd. bunu allamak pullamak için çalışır. Kültür emperyalizminin işlevi de hegemonyanın özdeki teklifinin değerlere yaslandığını anlatmaktır.
Türkiye dünyada bir adalet açlığı/açığı olduğunu, böyle gelip böyle gitmeyeceğini, dünyanın başka türlü de olabileceğini dünyaya gösterdi. Bunun bedelini de ödedi ve ödüyor. Ama çökmedi, teslim olmadı.
Bu millet 15 Temmuz başta olmak üzere tüm saldırılara kendi bedenini siper etti. Böylelikle adalet haykırışımızın sesi kısılamadı.
Evvelki gün bunun semerelerinden birisini aldık. Üstelik kendi adımıza değil, Filistinli kardeşlerimizin davasını savunurken oldu bu. Bunun da değeri ayrı.
9 ülkeye karşı 128 ülkeyle birlikte büyük bir haksızlığa, tüm tehditlere rağmen hayır dendi. ABD ve İsrail’in bu karara uyup uymayacağı, ne tür pratikler sergileyecekleri çok önemli değil.
Önemli olan dünyanın bir tavır etrafında buluşması ve tehdide boyun eğmemesi. ABD’nin duygusal ve sert tavrı kararın önemini ortaya koyuyor. Şimdi sıra bu tavrı her insani konuda tekrarlamaya kalıyor. Dünyanın beşten de, birden de büyük olduğunu ortaya koymak, tüm insanlığın bir mahvoluştan kurtulması için çok önemli.
Dünya maddiyatçı, faydacı, sömürüye dayalı bir kadere mahkûm olmadığını, başka yolların da olduğunu görmeli. Çünkü insanlara başka türlü olamayacağını benimsettiler. İnsanlar zihniyet noktasında büyük bir faşizme boyun eğdirildi.
O yüzden bu kararın değeri çok büyük. Adeta bir milat olma kapasitesine sahip.
Ülkemizle gurur duyabiliriz.