Açıkçası, Cumhur İttifakı ve karşısında yer alan “benzemezler” ittifakının tüm özelliklerinin sağır sultanın bile göreceği şekilde ortada olduğunu düşünüyorum. Bizim siyasi yaklaşımımız ve ahlaki özelliklerimiz gereği, amacın kendisi ile yolda uygulanan yöntemlerin doğası ayrıştırılamaz. Yani yöntemler kötü ise, amaç da kötüdür. “Amacımız iyi, dolayısıyla, ona erişmek için her yol mübahtır” anlayışı, bize ait değil, Batılı bir yaklaşımdır. Bunu Leninist ahlak anlayışında da, Doğu’ya sözde demokrasi götürmek için soykırımlar yapan kapitalist/sömürgeci anlayışta da görebilirsiniz.
Ama biz böyle değiliz. Ve asla da böyle olmamalıyız.
İşte, muhalefetin Suriyeli bahtsızlar üzerinden nasıl yalan haberlerle, toplumu galeyana getirecek dezenformasyonlarla faaliyet yürüttükleri ortada. Eğer AK Parti olarak bizler de bu ahlaki çürümüşlüğe ortak olsaydık, CHP gibi seçim vaatlerimiz arasına tüm muhacirleri ölüme göndermek üzere vaatlerde bulunurduk. Hayır, biz kolayı seçmiyor, risk üstleniyoruz. Bu ahlaki duruş, sorunu çözmek için hiçbir şey yapmadığımız veya yapmayacağımız anlamına da gelmiyor.
İşte Suriye’de özgürleştirdiğimiz bölgelere insanlar güven içinde dönmeye başladılar. Bugün bu sayı 200 bine yaklaşmış durumda. Bir yandan bu süreç ilerlerken, öte yandan diğer ek önlemler de sürekli alınıyor.
Bir köpeğin vahşice öldürülmesinden tutun da, bir FETÖ’cünün Cumhurbaşkanlığı antetini kullanarak yaydığı “15 Temmuz’u AK Parti’nin kurguladığı”na dair sahte belgelerin seçimleri etkilemek için kullanılması, bizzat bunların üretilmesi, amaç/araç birlikteliğinde muhalefetin ne kadar kötücül bir ittifaka giriştiğinin kanıtı.
Unutmayalım ki, bu seçimler, 15 Temmuz’un, 16 Nisan’ın, yani bir beka mücadelesinin doğal ve siyasi sonucudur. Seçimlerden bir seçim yaşamadığımız ortadadır. “Benzemezler” ittifakının vaatlerine bakıldığında dahi, bunun kendi seçmenlerinin değil, Türkiye’ye operasyon çeken çevrelerin beklentilerinden oluştuğu göze çarpıyor. Yoksa kim büyük projelere engel olmaya, kim Afrin kahramanı bir generale saldırmaya kalkar, kim 6-7 Ekim müsebbibi bir ismi Cumhurbaşkanı yardımcısı yapacaklarını ima eder?
“Benzemezler” sıfatını tırnak içine bilinçli alıyorum. Bu yanlış bir yakıştırma aslında. Bunların hepsi de birbirinin ruh ikizi. İpleri aynı merkezin elinde ve sadece toplumun farklı kesimlerinden oy alabilmek için farklıymış gibi gözüküyorlar. Amaç ve yöntem birliktelikleri aynı.
15 Temmuz sürecinde hepsi de gizlendikleri kamuflajlarından sıyrılmak zorunda kaldılar. İyot gibi açığa çıktılar. Bu da hayırlı bir gelişmedir. CHP, İP, Saadet, DP ve HDP’ye oy vermeyi düşünen değerli seçmenlerimizin bu tabloyu doğru okumaları, bu seferlik, siyasi yakınlıkları bir kenara bırakarak ülkenin istikrarı için tavır almalarını bekliyorum. Çünkü bu partiler ile seçmenlerini bir tutmuyorum. Bu şekilde, belki değişimi de sağlamış olurlar.
Çünkü Türkiye’de muhalefet hiç bu kadar gayrımillileşmemiş, bu kadar pespaye bir duruma düşmemişti.