Geçen gün bir röportaj izliyordum. Muhabir vatandaşlara yanaşıyor ve seçimlerde hangi partiye oy vereceklerini soruyordu. Cevabı aldıktan sonra kısa bir ikinci soru takip ediyordu ilkini: Niye?
Çok mantıklı bir soru, zira bunca kampanya, bunca emek bu “niye?” sorusunu daha iyi cevaplayabilmek ve vatandaşı ikna ederek oyunu almak için. Bir parti için “Niye?” sorusunun cevabında ise, neden diğer partilere oy verilmediğinin nedeni saklıdır.
Ne yazık ki cevapları “CHP” olan seçmenlerimiz bu cevabın “Niye?” kısmını gerekçelendirmekte zorlanıyorlardı. Vatandaşlarımızın her türlü kararı saygıdeğerdir, sakın yanlış anlaşılmasın. Ancak, oy kullanmak aslında dünyanın en rasyonel akıl yürütmesini içermek durumundadır. Çünkü kararımız hayatlarımızı derinden etkilemektedir.
Ancak, CHP saygıdeğer seçmenlerimiz “Niye?” sorusunu bir türlü cevaplayamıyor, genellikle de “Aileden CHP’liyiz”, “öyle işte” diyor, lakin somut neden/ler öne süremiyorlardı.
Hani ideolojik gerekçelerle bir bağlılık var denirse, artık CHP için o da geçerli değil. CHP ne Atatürk’ün, ne İsmet İnönü’nün, ne Bülent Ecevit’in, ne de Deniz Baykal’ın CHP’si artık. Kaset kumpasından beri CHP’nin kimyası ile olağanüstü şekilde oynandı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP seçmeni içindeki popülaritesi bile yüzde 20’leri geçmiyor. CHP içine her şeyin atıldığı tatsız bir kokteyl artık.
Öte yandan, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ve ittifakın diğer adaylarının vaatlerine baktığınızda, bir şeyi yapmaktan çok, yapılanları yıkmayı vaat ediyorlar. Şimdi CHP’li seçmen “Niye?” sorusuna nasıl cevap versin? “Kanal İstanbul’u yaptırmayacak”, “milli otomobil projesini iptal edecek, bizi BMW fabrikasına götürecek” mi desinler? Siyasetin ve hayatın akışına uygun olmazdı bu cevaplar.
CHP, seçmenine elle tutulur hiçbir vaat, neden vermiyor. Üstü kapalı veya açık tek vaatleri “Erdoğan’ı hal etmek”… Gerisi tufan…
Eh, bizim vatandaşımız AK Partili olsun, CHP’li olsun, tecrübeli seçmendir. Tamam, yıllardır sürdürülen “Erdoğanofobi” kampanyası burada etkili olmuşa benzer. Öte yandan, herkes de öyle kolay parti değiştiremez. Ancak CHP’li seçmen de partisi ve adayının zayıflığının ve boşluğunun farkında. CHP’nin başarısızlığından yorulmuş, bu yorgunluğun öfkesini şimdilik yine Erdoğan’a yöneltiyor.
Ama nereye kadar? Kılıçdaroğlu ve ekibi kutuplaşmayı kışkırtarak, Erdoğan paratonerini kullanarak bugünlere kadar geldi. Ama siyasetin bir rasyonalitesi var. Bu durum daha uzun süre sürdürülemez.
Muharrem İnce eğer lider kumaşına sahip olsaydı, Kılıçdaroğlu’nun “Gel bakalım Muharrem” demesi karşısında dik durur, 2023 seçimlerine yeni bir partiyle girmenin temelini şimdiden atardı.
Zira bu CHP’den kendi seçmeni bile ümidi kesmiş durumda…