Medya ve siyaset düzenini iyi anlamak gerekiyor; ayaklarında terlik, önünde çay, koltuğuna kurulup televizyondan darbeyi izleyen birini “adalet” ve “demokrasi” kahramanı olarak sunabiliyor. 15 Temmuz gecesi darbecilerin yol vererek önünü açtığı, güvenliğini sağladığı Kemal Kılıçdaroğlu’nu medya bir aydır temize çekmeye çalışıyor. “Eskiden genel başkandı, şimdi lider oldu” yazılarının sonu gelmiyor.
Oysa ne kadar yıkarlarsa yıkasınlar, Kemal Bey’in üzerindeki FETÖ kirini çıkarmaları mümkün değil. Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün siyasete kazandırdığı, kaset kumpasıyla muhalefet partisinin başına getirdiği ve darbe gecesi de FETÖ tanklarının “bizden” diye önünü açtığı bir isim. Eskiden de lider değildi, şimdi de lider değil; aksine Pensilvanya’nın kuklasıdır.
Bu gerçeği gözardı ederek, yok sayarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi kişiliği ve genel başkanlığı üzerine değerlendirme yapılamaz. Hele hele darbecilerin hedef aldığı, “ölü ya da diri” talimatıyla üzerine ölüm timleri gönderdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan ile darbecilerin önünü açtığı Kılıçdaroğlu’nu eşitlemeye kalkmak en hafif tabirle büyük bir akılsızlık ve hadsizliktir.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin başında olduğu müddetçe, bu partinin muhalefet görevini yerine getirmesi zaten mümkün değil. Mevcut CHP yönetimi, FETÖ’nün kontrolü ve iradesi altındadır. Yaygara yaparak, gürültü patırtı çıkararak, yalandan kahramanlık hikayeleri uydurarak kimse bu gerçeği ört-bas edemez.
Kemal Kılıçdaroğlu, bu milletin gözünün içine baka baka 250 vatandaşımızı katleden, 2 binden fazlasını yaralayan; savaş uçakları, helikopter ve tanklarla bu milletin üzerine saldıran bir örgütün direktifleriyle hareket edebiliyor; 15 Temmuz’a -Fetullah Gülen gibi- “kontrollü darbe” diyebiliyor. Peki bu cüreti nereden buluyor, dersiniz? 15 Temmuz gecesi, düşman orduları gibi bu milletin üzerine saldıran bir örgütün dilinden konuşma gücünü, cesaretini Kemal Kılıçdaroğlu kimden alıyor?
Elbette uluslararası güçlerden ve mevcut siyaset ile medya düzeninden alıyor. Ve bu güç sayesinde CHP hâlâ ülkeyi kutuplaştırma ve milleti karşı karşıya getirmenin gayreti içinde. Kemal Kılıçdaroğlu’na verilen yeni görev FETÖ’nün temizlenmesini, PKK’nın da tasfiyesini durdurmak!
Bunun için ne gerekiyorsa yapabileceğini akıldan çıkarmamak gerekiyor; Pensilvanya’dan kontrol edilen bu kukla siyasetçinin hiçbir kutsalı, hiçbir sınırı, hiçbir etik değeri yok. FETÖ’nün direktiflerinin dışına çıkamayan birinin zaten ne vatan, ne millet, ne devlet umurunda olabilir.
15 Temmuz’un yıldönümünde çıkarılması gereken başlıca ders; millet sokakta darbeciler tarafından katledilirken bunu ayağında terlik, elinde çay fincanıyla televizyon başında izleyen birinden ne “muhalefet lideri” çıkar, ne de sıradan bir siyasetçi. Unutmayalım; bir millet ancak kahramanlarla hainleri birbirinden ayırdığı zaman güçlü bir devlete, sarsılmaz bir vatana sahip olabilir.