Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’e yaklaşmasına paralel olarak sahadaki askeri ve diplomatik hareketliliğin arttığı gözleniyor. Terör örgütü PKK/YPG’nin, Afrin’i teslim etmek için Suriye rejimiyle yaptığı görüşmeler, Ankara ile Moskova arasındaki gece yarısı diplomasisiyle boşa çıktı. Buradan sonuç çıkmayınca Afrin’de sıkışan YPG’nin imdadına dün itibarıyla rejim yanlısı -İran destekli olduğu iddia edilen- milis grupları koştu.
Bu hareketlilik de gösteriyor ki sahadaki güçler, PKK/YPG’nin zayıflatılmasını pek istemiyor. Düşünsenize Şam rejimi, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini tehdit eden terör örgütünü Afrin’de kurtarmak için harekete geçmek istiyor, debeleniyor. Rejimin YPG’yi kurtarma girişimi, Türkiye’nin son dakika müdahalesiyle ancak engellenebildi. Peki bu çelişkili durumu Şam ile Ankara arasındaki gerilimle mi açıklayacağız?
Bölgede olup biteni anlamak için sahanın asıl patronuna, yani bu bölgedeki dizaynı yapan asıl güce bakmak gerekiyor. Bunun da Pentagon’dan başkası olmadığı açık. Türkiye’ye karşı Şam’ı da devreye sokan, İran’ı da harekete geçiren Pentagon’dan başkası olamaz. Ankara’ya karşı yapılan her hamlenin arkasında Pentagon vardır. PKK’nın asıl sahibi Pentagon’dur; adı geçen devletler veya güçler, Pentagon’un sadece taşeronluğunu yapıyorlar.
Şam rejimi, PKK/YPG’yi Türkiye’nin elinden kurtaramazsa başına bir sürü bela açılacağa benziyor. ABD’nin bugüne kadar Esed’i devirmemesinin tek sebebi, Şam rejiminin Suriye’nin kuzeyinde Pentagon’un hassasiyetlerini gözetmesinden ileri geliyor. Esed, kendi ülkesini fiili olarak bölen YPG’ye yöneldiği gün zaten sonu gelir, Rusya’nın da kendisini kurtaramayacağını biliyor. Pentagon, gözünün yaşına bakmaz, Esed’in ipini çeker.
Türkiye’nin yol haritası şimdiden Pentagon’u çıldırtmışa benziyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin’den geri adım atmak bir yana önümüzdeki günlerde şehir merkezinin kuşatılacağını açıkladı. Erdoğan, terör örgütüne karşı sürdürülen operasyonların Tel Abyad’dan Kamışlı’ya kadar sınırlarımız boyunca devam edeceğini de sözlerine ekledi.
Bu sözler Ankara’nın, Pentagon’un yürüttüğü “Büyük Kürdistan” planına karşı sonuna kadar mücadele içinde olacağını gösteriyor. Pentagon’un Erdoğan’a dönük düşmanlığının arkasında işte bu plan yatmaktadır.