Her fırsatta dışarıdan ülkemize müdahale isteyen bir kesim var. Bunların önde gelen kısmını biz genelde kamu spotlarında oynatıyoruz. Oysa topluma rol modeli olarak dayatılan bu sanatçıların ekserisinin ne bu ülkenin değerleriyle ne bu milletin aidiyetleriyle yakından uzaktan bir bağı var.
Devleti güçsüzleştirecek ve zayıf kılacak; ülkenin bölünmesine yol açacak projelerin, işlerin peşinde koşuyorlar. Türkiye'yi bir fikre alıştırmaya çalışıyorlar: "Bağımsızlığımızdan da vazgeçebiliriz!"
Türkiye bu fikre kapıları kapatalı çok oldu. Ama omuz atıp bu kapıyı zorluyorlar. Toplumun bir kesimini buna alıştırırlarsa iktidarın devrileceğini ve ardından ülkenin baş aşağı gidişinin start alacağını hesap ediyorlar.
Bu kesimin önde gelenleri varlığını özel ajanslara borçlu genelde. Göbekten bağlı oldukları bu ajansların açtığı etiketleri paylaşarak topluma yön vermeye çalışıyorlar, akıllarınca.
Yurt dışından yapılan yönlendirmelerle burada ülke gündemini belirlemek için uğraşıyorlar. FETÖ, PKK, CHP, İYİ Parti ve HDP hepsi dirsek temasında, aynı ortak operasyonun bir parçası.
Aslında son dönemde kendini hissettiren bu gürültü patırtının arkasında 2023 paniği yatıyor. Korkuyorlar, hem de çok. 2023'ü kaybederlerse ABD'nin ve Batı'nın Türkiye üzerindeki etkisi büyük oranda sıfırlanacak. Terör örgütü PKK bitecek, FETÖ tümden tasfiye yoluna girecek.
Bu gidişatı durdurmak için her zamankinden daha fazla gürültü çıkarmaya çalışıyorlar.
Adı geçen sözde sanatçıların dikkatle izlendiğinde bir sahne performansı içinde oldukları gözlerden kaçmıyor. Ve sahneye fırlayıp yalandan "ah vah" etmekte, "Amerika gelsin, Batı gelsin bizi kurtarsın" numaralarıyla etrafı etkilemek ve paniğe sevk etmek istemektedirler.
Ne var ki ne ABD güdümündeki FETÖ ve CHP ne PKK ve HDP ve ne de bunların peşine takılan sanatçı takımı başarılı olacak. 2023'te hezimete uğrayacak ve kuyruklarını bacaklarının arasına kıstırıp yeniden hükümete yaltaklanmaya başlayacaklar. Özellikle de manda ve himaye isteyen sözde bu sanatçı takımı için bu çok daha geçerli.