Yaşlılardan genelde bilgelik bekleriz. Görmüş geçirmiş, dünyevi kaygılardan arınmıştır, gözümüzde. Tecrübesiyle yeni nesillere yol gösterir, sağduyu tavsiye ederler, genelde.
Oysa hayat beklediğimizden çok daha sert. İnsanın yaşam serüveni o kadar da "iyi"ye doğru evrim göstermiyor. Kendi karmaşıklığını her yaşa yansıtıyor.
HDP'li Ahmet Türk'ün Nevroz konuşması önüme düştüğünde aklımdan bunlar geçti.
Kürtlerin karşısına çıkıp Kürtleri tehdit etmek hangi
bilgeliğin eseri?
"Bilge Kürt siyasetçi" diye takdim edildiği için kendisine bu soruyu yöneltiyorum?
Bakın ne demiş:
-Bu iktidara destek verenler Kürt halkına düşmanlık ediyor bu ahlaksızlıktır.
-Hiçbir Kürt'ün bu iktidara oy vermek desteklemek gibi bir hakkı yoktur.
Kürtlerden oy istiyorsun, güzel. Peki sana oy vermeyeni niye 'düşman' ilan ediyorsun?
Üstelik açık açık CHP'ye oy istiyorsun. Yani cumhuriyetin Kürt inkârı ve asimilasyon politikalarını inşa eden, bunu resmi devlet politikası haline getiren CHP'ye...
Ve devletin resmi inkar, ret ve asimilasyon politikalarını kaldıran Erdoğan'a oy verecek olan Kürtleri ise 'düşman' ilan ediyorsun?
Tamam, olabilir. Cumhurbaşkanı adayı çıkarmıyorsunuz, bu yetmiyor, CHP'nin kazanması için oylarınızı yönlendiriyorsunuz; bu Kürtlere düşmanlık olmuyor da diğer oy tercihleri mi Kürtlere düşmanlık?
Kılıçdaroğlu'na oy vermeyen Kürt niye 'düşman' olsun?
Sahi Kürt siyasetçiler niye hep Kürtleri tehdit ederek siyaset yapıyor?
Bunun adı "demokratik siyaset" mi?
Yalnız bu görüşler ırkçılıkta Ümit Özdağ'la yarışır, söyleyeyim. Yakışıyor mu, yakışmıyor mu ona kendiniz karar verin.