Kemal Kılıçdaroğlu sinirleri bozmayı başardı. İzlediği yol basit; yalan fırtınası üretiyor, bu da muhataplarının sinirlerini zıplatmaya yetiyor. Kuyuya taş atan deli misali. Siyaset ve medya, tüm mesaisini onun kuyuya attığı taşları çıkararak dolduruyor.
Elbette durum bu kadar masum değil. Ana muhalefet partisi, siyasetini dezenformasyon üzerine kurmaya başladı. Her gün ayrı bir yalan ve çarpıtma senaryosuyla gündeme geliyorlar. Her türlü iftirayı yapıyor, kara propaganda yürütüyorlar. Ellerinin altındaki medyayla itibar suikastı yapıyorlar. Yalanlanan her suçlamayı duymazdan gelip dillendirmeye devam ediyorlar.
Ve maalesef, iktidar partisi bu suçlama ve iddiaları açıklamak zorunda bırakılıyor. İktidar kaç haftadır “Borsa İstanbul Katar’a satıldı” yalanını izah etmeye çalışıyor. Kemal Kılıçdaroğlu, yalanlanmasına rağmen aynı yalanları tekrarlamayı sürdürüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bıkmadan usanmadan CHP’nin yaydığı dezenformasyonu izah etmeye çalışıyor. Daha önce defalarca açıklamasına rağmen Erdoğan önceki gün yine “Tank palet fabrikasını Katar’a sattılar” yalanını anlatıyordu.
CHP “taciz-tecavüz” skandallarıyla çalkalanırken Kemal Bey ve yönetici arkadaşları bu kez Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u hedef alarak dikkat dağıtmaya ve gündem saptırmaya çalıştı.
İçişleri Bakanı Soylu, “takip ediliyorum, telefonlarım dinleniyor” diyen Kılıçdaroğlu’nu haklı olarak “gündem çarpıtıyor” sözleriyle eleştirdi. Bakan Altun da “cesur insanları susturarak, gündemi değiştirmeye çalışarak suç ortaklığınızı gizleyemezsiniz” dedi.
Ana muhalefet partisinin dezenformasyonu siyaset yapma biçimine dönüştürmesi siyasette tansiyonu ister istemez artırıyor. Zira bu kadar yalana hiçbir sinir dayanmaz. Kafasına göre, sırf gündem saptırmak adına yalan üretmek, iftira atmak, insanları zan altında bırakmak bu kadar kolay olmamalı. Muhalefet dediğin ülkenin temel sorunlarını konuşur, konuşturur. Oysa CHP, ülkenin temel sorunlarını tartıştırmamak üzerine siyaset üretiyor. Yapay gündemlerle sürekli negatif bir hava oluşturmaya gayret ediyor.
Türkiye buradan nasıl çıkacak doğrusu merak ediyorum. Nerden baksan ana muhalefet partisi; atsan atılmaz, satsan satılmaz. Hiçbir siyasi sorumluluk hissetmeden çıkacak ahlaka, etiğe takılmadan yalan söyleyip oturacak. Yalan ne kadar büyük olursa o kadar konuşulacağından her seferinde daha büyük bir yalanı ortaya atacak. Ve bu eyleminden ötürü de hiçbir yaptırıma uğramayacak!
Kemal Bey, dezenformasyonun tadını aldı bir kere, bundan vazgeçmez. Zira en kolay böyle gündeme geliyor. Yapılacak tek şey, CHP kaynaklı yalanlara bıkmadan usanmadan açıklama getirmek ve belki yüzleri biraz kızarır diye kamuoyunun takdirine sunmaktır. Zamanla bu yalanlar da tükenecek elbet, üstelik buna çok kalmadı.