Muhalefet büyük bir telaş içinde tüm enerjisini ülke gündemini saptırmaya harcıyor. Absürt söylem ve tartışmalarla ülke siyasetini kısır bir döngüye hapsetmeye çalışıyorlar. Medya stratejilerini ülkenin gerçeklerini konuşturmamak üzerine kurmuşlar.
Muhalefete öncülük eden CHP’nin bütün sorunu gerçeklerle boy ölçüşecek güce sahip olmamasından kaynaklanıyor. Devlet ve millet için doğru hedef ve amaçlara sahip olsalardı herhalde gerçeklik zemininden bu kadar uzaklaşmazlardı.
Oysa Türkiye, dünyada dengeleri değiştiren bir ülke olarak anılıyor. Batı medyasına göre 2020’de Akdeniz’de, Kafkasya’da, Ortadoğu ve Afrika’da dengeleri değiştiren ülke Türkiye, lider de Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. İngiliz basını 2021’in hikayesini şimdiden Türkiye’nin yazacağını söylüyor.
Küresel salgın dünyanın en büyük ekonomilerini çökertirken Türkiye ayakta kalmayı başaran, hatta büyümeyi yakalayan nadir ülkelerden.
Aynı zamanda ülkenin sorunları, sıkıntıları ve dertleri de var. Hem de hafife alınmayacak kadar önemli.
Yoksulluk, gelir adaletsizliği, işsizlik bizim ülkemizde de önemli konu ve sorun başlıklarından. Ekonomide, adalet sisteminde ciddi reformlara ihtiyacımız var.
Peki gerçek sorunlarımız dururken CHP neden ülkeyi “türban” tartışmalarının içine çekerek 20-30 yıl öncesine götürüyor?
Bundan nasıl bir fayda umuyor?
CHP için gerçeklerden uzaklaştıran her konu aslında “mubah” ve “faydalı” bir tartışma. Yeter ki konu dönüp dolaşıp gerçeklere gelmesin!
Tartışma gerçek zemine taşınırsa ne mi olur?
CHP’nin çürümüş yönetim yapısı tartışılır; partide her gün patlayan skandallar konuşulur,
CHP’nin terör bağlantılı HDP’yle kurduğu kirli ilişkiler deşifre olur,
CHP’nin dış istihbarat servisleriyle bağlantıları, dolayısıyla FETÖ ilişkisi masaya yatırılır,
CHP’nin Türkiye’nin büyümesine, gelişmesine karşı yabancı devletlerin acentesi gibi beşinci kol faaliyeti yürüten gerçeği ortaya çıkar!
CHP’nin gerçeklik zemininde durmamasının asıl sebebi bunlar. Bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu şapkasından her gün ayrı bir tavşan çıkarıyor; akılalmaz iftira, karalama, suçlamayla gündem oluşturmaya çalışıyor.
Kılıçdaroğlu’nun son numarası Cumhur İttifakı’nı “ahlaksızlar ittifakı” şeklinde suçlaması oldu. Buna “suçlama” da denmez aslında, düpedüz küfür ve hakaret. Ama bir tartışma çıkar, gündem oluruz, diye yapıyor bu çıkışları. Yeter ki gerçekler konuşulmasın, konu CHP’de patlayan taciz ve tecavüz vakalarına gelmesin!
Bu tutumun kendisi “ahlaksızlık” değilse nedir?