HDP'nin "Baykar" düşmanlığı anlaşılıyor da CHP'nin Baykar'a alerjisi pek anlaşılmıyor. Baykar'ın ürettiği İHA/SİHA'lar terörle mücadelede bir dönemi kapattı. Türkiye'nin 40 yıldır başına bela edilen PKK terörünün sonunu getirdi. TSK'nın terörle mücadelesinde kesin bir hakimiyet kurmasını sağladı. İHA/SİHA'lar bugün terör örgütüne nefes aldırmıyor. PKK ve HDP'nin Baykar'a düşmanlığı bu yüzden son derece anlaşılır.
Fakat CHP'nin Baykar düşmanlığı anlaşılır değil. Terör örgütünün "hassasiyetlerini" dile getirmek CHP'ye mi kaldı? CHP'liler neden HDP'liler, hatta Kandil'dekiler gibi tepki veriyor?
Biraz geriye gitmek gerekiyor. CHP'yi, HDP/PKK'yla aynı sularda buluşturan Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlık dönemidir. Kılıçdaroğlu partisini adım adım HDP'ye yanaştırdı. HDP desteğiyle birkaç belediye kazanınca da bu ilişkisini ilerletti. Öyle ki, HDP'den habersiz adım atamamaya başladılar. Kılıçdaroğlu, CHP'yi, 2023 seçimlerini HDP desteğiyle kazanacaklarına o kadar inandırmış ki, partisi, bunun uğrunda her tavizi vermeye hazır.
Bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu, PKK'ya yönelik sınır ötesi operasyon tezkeresine "hayır" oyu verdirdi. Cumhuriyetin sözde kurucu partisinin HDP'nin çağrıları üzerine aldığı bu karar, CHP'nin HDP'lileşme yolunda ne kadar ilerlediğini de gösteriyor. Ucu PKK'ya dokunacak hiçbir işe artık "evet" diyemiyorlar. Sınır ötesi tezkereye de bu bağımlılık yüzünden "hayır" dediler.
CHP'deki Baykar düşmanlığının arkasında bu ittifak ilişkisi yatıyor. Kılıçdaroğlu, HDP'ye bu kadar çok angaje olmasaydı CHP terörle arasına belki mesafe koyabilirdi.
Fakat PKK/HDP gibi CHP de Baykar'ı karalamaya, gözdenden düşürmeye, hedef almaya çalışıyor. En son akla zarar bir kirli senaryoyu CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç dile getirdi. Cumhuriyet'te tam sayfa yer alan röportajında Kılıç, ASELSAN'dan liyakatli insanların işten çıkarılarak Baykar'ın öne çıkarılmaya çalışıldığını öne sürdü. Sevda Erdan Kılıç'ın, cezaevleri önünde Demirtaş'a özgürlük çağrılarında bulunmasıyla Baykar'a beslediği önyargı arasında bir bağ olduğu muhakkak. Bu zihinsel yakınlık nedeniyledir ki,
CHP, terör örgütünün hassasiyetlerini dile getiren bir müesseseye dönüştü.
Normalde bu ülkenin hiçbir evladı, hiçbir vekil veya siyasetçi, kendi ülkesinin savunma sanayisini sırtlayan bir kuruma karşı böyle yalan senaryolar üretmez. Baykar'ı hedef almakla savunma sanayimizin, dolayısıyla ülkemizin hedef alınması arasında hiçbir fark yoktur. CHP'nin içine düştüğü çukur işte bu kadar derin!