104 emekli amiralin imzasıyla yayınlanan ve darbe çağrısı içeren muhtıra amacına ulaşamadan ellerinde patladı.
CHP'nin başını çektiği muhalefet, ilkin muhtıraya "İnsan Hakları" bildirisi muamelesi yapmaya çalıştı. "Düşünce özgürlüğü"nden dem vurarak, Voltaire'den alıntılar yaparak akılları sıra muhtırayı aklamaya kalktılar.
Tabii bu mümkün olmayınca her zaman yaptıkları gibi gündem değiştirmeye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırmaya yöneldiler.
Genelde işe yaradığını düşündükleri için "ekonomi" kartını öne sürdüler. Çarşıda, pazarda duvarlara "128 milyar dolar nerede" afişleri astırarak gündemi değiştirmek istediler.
Fakat muhtıranın elde patlamasına en çok içerleyenlerin FETÖ'cüler olması ayrıca dikkat çekti. FETÖ'nün üst düzey yönetici ve sözcüleri, hep bir ağızdan "gün gelecek, Erdoğan devrilecek..." biçiminde gözü yaşlı mesajlar paylaşmak için sıraya girmişti adeta.
Anlaşılıyor ki, bir darbe planı daha boşa çıktı. Kemal Kılıçdaroğlu ile Pensilvanya'nın aynı öfke nöbetine yakalanmalarının sebebi bu. Muhtıra ellerinde patlayınca daha fazla saldırganlaştılar. Erdoğan'a yönelik içeride ve dışarıda sürdürülen "Diktatör" kampanyası yenilmiş bir ruh halinin yansımasıdır. Erdoğan karşısında yenildiler ve kahroldular. Başarısızlıktan kaynaklanan öfkelerini ve nefretlerini her gün sosyal medyada rastladığımız bir başka "diktatörerdogan" etiketiyle dışa vuruyorlar.
Muhalefet kendisini böyle avutadursun Hükümet'in önemli meşguliyetleri var. Yakın coğrafyamızda büyük çatışmalar her an kendini gösterebilir. Türkiye, yarının dünyasında yerini sağlamlaştırmak mecburiyetindedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tarihi geçiş döneminde devlete ve millete liderlik ediyor. Bundan daha önemlisi de olamaz.