Devleti gözden düşürmenin en kibar formülü herhalde bu tür "helalleşme" söylemleri. Kabul edelim "yaratıcı" bir söylem. Bu söylemle her kesime "masum" görünebiliyorlar. "Kutsal" da atıf var, "modern"e de. Geçmişe de atıf var, geleceğe de.
Buradaki "yaratıcılık" asıl niyeti, amacı gizlemede gösterilen başarıdan ileri geliyor. "Halel getirmek" için çıktıkları yolu "helalleşmek" kavramıyla örtmeye çalışıyorlar. Üzerinde düşünülmüş, taşınılmış, amaçla uyumlu bir kavram üretilmiş sonuçta!
"Masum" görünen bu söylemin iki ana amacı var; birincisi, geliştirdiği bu söylemle Kemal Kılıçdaroğlu, 2023 için kendi adaylık iddiasını ortaya koyuyor. Kılıçdaroğlu'nun parti grubunda bir şair edasıyla yaptığı konuşma da bunu gösteriyor.
"28 Şubatla da helalleşeceğiz, Roboski'yle de..." diye uzayıp giden tiratları Kılıçdaroğlu'nun 2023 için ortaya koyduğu adaylık ajitasyonu aslında.
Bu türden kavramlar genelde zaten seçim yarışına doğrudan girecek lider isimlerin siyasi programını yansıtır. İş birliği yapacağı, ittifak kuracağı kesimleri işaret eder.
Kemal Bey'in "dostlarımızla iktidar olacağız" sözlerini hatırlayan herkes ne demek istediğimi anlamıştır. "Helalleşelim" kavramıyla bir yandan HDP-PKK'nın desteğini talep ederken, diğer yandan kazanması için mutlak anlamda ihtiyaç duyduğu "muhafazakâr" oyları hedef kitle olarak belirlemektedir.
Şimdi "ikinci" sebebe geçebiliriz. Evet, Kemal Kılçdaroğlu'nun "helalleşeceğiz" sözleri, "uluslararası güçlerin" olmazsa olmaz desteğini de kapsıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, bu söz konusu "uluslararası güçlerin" desteğini ne karşılığında alıyor, dersiniz?
Erdoğan'dan kurtulma karşılığı, elbette!
Türkiye'nin istikametini değiştirme, ülkeyi "demokrasi" adı altında bölünmeye hazırlama ve tabii ki yeni bir "Sevr"e!
Uluslararası güçler, Kemal Bey'in kaşı gözü için desteklemiyor herhalde, değil mi?
Küresel çetenin kontrolündeki medyaya baktığınızda zaten Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan yüceltme ve övgüleri göreceksiniz. Türkiye'yi Irak ve Suriye gibi istikrarsızlaştıracak bir sürecin "liderliğini" yapacağı için Kemal Bey bu övgülere mazhar olmaktadır.
"Helalleşelim" edebiyatı tamamen devleti gözden düşürme ve milleti yeni "çözümlere" razı etmeyi amaçlamaktadır. Asıl niyetleri ülkenin birliğine, istikrarına, istikametine halel getirmektir. 28 Şubat, Roboski, 6-7 Eylül olayları farklı kesimleri etki altına almayı hedeflemektedir. Asıl niyet ise bu süslü "helalleşelim" laflarıyla "yeni Sevr"lere" yelken açmaktır. Milleti bu hikayelere inandırmayı başardıklarında asıl baş aşağı gidiş başlar. Ancak bu kof "helalleşelim" edebiyatıyla, içeriksiz laflarla yol almaları da pek mümkün görünmüyor.