ABD Başkanı Biden'ın 2022 mali bütçesinden Irak ve Suriye'deki "eğit-donat" programı için 522 milyon dolar ayrılması öngörülüyor.
Bu fonun 345 milyon dolarlık kısmı Irak güvenlik güçlerine, 177 milyon doları ise terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı YPG'ye gidecek.
2021'de eğit-donat programı için ayrılan miktar 845 milyon dolardı. Bunun da 200 milyon dolarlık kısmı YPG'ye gitmişti.
2020 bütçesinden (eğit-donat ve sınır güvenliği için) YPG'ye 550 milyon dolar verildi. Bir önceki yılın (2019) mali bütçesinden de aynı rakam (550 milyon dolar) ayrılmıştı.
2018'de ise bu rakam 500 milyon dolardı.
2017'de eski Başkan Obama tarafından savunma bütçesine dahil edilen 'eğit-donat' programı kapsamında terör örgütüne her yıl düzenli olarak milyonlarca dolar maddi kaynak aktarılmakta.
ABD koruması altındaki petrol kuyularından elde edilen gelirler de YPG'ye bırakılmış durumda.
20 bin TIR dolusu tank, top, zırhlı araç, tüfek, mühimmat, muharebe araç gereçleri vs. ise ayrı.
Amerika tarafından aktarılan bu fonların gerekçesi kuşkusuz DEAŞ'la mücadele; fakat, gerçekte, Suriye'yi bölmek ve terör örgütü PKK/YPG'ye Suriye'nin kuzeyinde bir devlet alt yapısı kurmak.
ABD desteğinin "Eğit-donat" kapsamında olması da son derece anlamlı; zira, bir terör ordusu oluşturmadan toplumu ve coğrafyayı kontrol etmeleri mümkün değil. Dolayısıyla devletleşmeye giden ilk adım, bir terör ordusu kurmaktan geçiyor. Omurgasını YPG'nin oluşturduğu SDG adlı yapının sayısı 130 bini buluyor. ABD, bu gücü eğiterek bölgede "ikinci İsrail"i kurmanın hazırlığını yapıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki "Cumhur ittifakı"nın ülkedeki iktidarı, ABD'nin bölgedeki hedefleri için büyük engel teşkil etmekte. Amerikan yönetimi, bu yüzden Erdoğan karşıtı muhalefeti destekleyerek bu "engeli" aşmayı planlıyor. Zira Erdoğan'ı devirmeden bölgede "ikinci İsrail"in önünü açmaları imkansız.