Rotasyonu anladık da, bu kadarını ilk kez görüyorum... Allah var, bu kadar çarpıcı bir rotasyon her Babayiğit'in harcı olamaz... Buna kocaman bir yürek gerek...
Üstelik, üç hedefin içinde en şanslı bulunduğunuz bir hedefi, böyle bir onbirle oynamak büyük riskler de taşıyordu... Aykut Hoca bunu göze aldı ve rövanş için avantajlı bir sonuç elde etti...
Aslında Eskişehirspor, özellikle ikinci yarıda tek kaleye çevirdiği maçın final paslarının tamamına yakınında "ofsaytta" kalınca, tur şansını da ofsayta düşürdü...
İşin ilginç yanı, üç gün önce tam kadrolu Fenerbahçe'ye "kök söktüren" Eskişehirspor, "yedek" Fenerbahçe önünde aynı etkinliği gösteremedi...
Fenerbahçe'nin beraberlik golünde Mehmet Topal'ın vücudundan sekip koluyla buluşan topa elbette "elle oynama" verilebilirdi... Yunus Yıldırım devam ettirip golü vermeyi uygun buldu...
Bir de Orhan Şam'ı söyleyelim... Uzun süredir oynamamanın çok büyük sıkıntılarını çekti... İkinci sarı kartı görmeden maçı tamamlaması da hem kendi, hem takımı adına büyük şans oldu...
Eskişehirspor, final paslarında gerçekten büyük sıkıntı çekiyor... O kadar atak yaptılar, o kadar orta kestiler, ancak bir golde, bir de son dakikada Nuhiu'nun kafası ile topu buluşturabildiler...
Fenerbahçe'de Stoch, Krasiç, Semih, Serdar Kesimal, Orhan Şam "biz niye oynamıyoruz" diye sakın dertlenmesinler...
Nitekim Aykut Hoca, üç hücumcu Semih, Stoch ve Krasiç'i, üçünü birden oyundan çıkardı... O kadar tutması bile büyük "sabır" gerektiriyordu...
Fenerbahçe bu kadrosuyla, bu oyunuyla alabileceği en başarılı sonucu aldı...
Bundan iyisi can sağlığı...