Yeni sezon herkese hayırlı olsun. 'Kazasız, belasız, sakatsız, cezasız bir lig' dileyerek başlayalım söze. Geçen sezon Haziran'da 'Şampiyonluk donanmasıyla' Boğaz'ı köpürten Beşiktaş, yeni sezona 'Sessiz' bir başlangıç yaptı. Taraftarın olmadığı tribünlerde Beşiktaş'ın efsane Başkanı Süleyman Seba'nın, "Beşiktaş'ı üzmeyin" sözünün yer alması manidardı.
Hafta içi bu konuda yazmadım. Ama yeri gelmişken fikrimi söyleyeyim. Ben de Başkan Fikret Orman gibi düşünüyorum. Kulüplerin kolluk kuvveti yok. Yıllardır taraftarların yaptığı taşkınlıklar nedeniyle kulübe verilen cezaların caydırıcı olmadığı ortada. Başka formül bulmak lazım. Bu ceza sistemi hem adil değil hem de kulüpleri mağdur ediyor.
Stadyumlardaki teknolojiyle artık olay çıkartanların kimliğini tespit etmek çok kolay. Bence para cezası olay çıkartan taraftara verilsin. O zaman çok daha caydırıcı olacağını düşünüyorum.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen stat etrafında toplanan Beşiktaş taraftarı, takımını ateşlemeye çalıştı. Onların stada kadar gelen sesi, futbolcular için kuşkusuz önemli bir motivasyondu.
Talisca'nın da dönüşüyle Süper Kupa finaline göre daha derli toplu bir görüntü sergileyen Beşiktaş'ta Cenk müthiş çalıştı. Zaman zaman geriye gelip oyun bile kurdu. Aldığı penaltı da biraz bu 'Gayret'in ödülüydü! Dünkü performansıyla Negredo'ya kolay kolay formayı vermeyeceğini söyleyebilirim.
Quaresma her zamanki gibi… Artık bir Beşiktaş klasiğine dönüştü. Beck'in önüne yuvarladığı, "Al da at" pası, önce Panzer'in zihninde ezildi, sonra kaleci Boffin'in ayaklarında eridi. Pepe'nin kafasına attığı ortanın direkten dönmesi ise şanssızlıktı.
Böyle maçlar, büyük takımlar için zordur. Havaya giremeyince enerjin de düşer. Maç tam bu atmosfere bürünmüşken 'Fişşek'in ortasında Pepe'nin kafası kötü günün 'Avansı' oldu. Gerisi de çorap söküğü gibi geldi.