Yaklaşık 2 sene önce yazmıştım. Üstelik, içinde bulunduğumuz tehlike için “Suriye Diktatörü Esad’ın kullandığı sarin gazından daha büyük” ifadesini kullanmıştım.
Başlangıçta pek anlaşılamadı. Feryatlar yükselmeye, Bonzai ölümleri peş peşe gelmeye başlayınca tehdidin ve tehlikenin ulaştığı boyutlar görüldü. Şimdi çözüm için tedbir üstüne tedbir alınmaya çalışılıyor.
Ama internette Bonzai denilen zehri öven şarkılar çalmaya devam ediyor. “Bonzai Roman Havaları” dinleniyor. “Zulala, zulala Bonzai” sözcükleri saçma sapan şarkı sözleri arasına yerleştiriliyor. Ayrıca, bu meretin formülleri açıktan yayınlanıyor. Kısacası, tehdit çok daha büyümüş durumda.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, büyük bir samimiyet içinde kendisine gönderilen mektuplardan örnekler verdi. Bakın, aileler Bonzai ve uyuşturucu satıcıları için ne diyorlar:
“40 defa emniyete gittim, 40 defa karakola başvurdum. Hâlâ kapımın önünde satılıyor. Ben evladımı kaybettim.”
Maalesef Bonzai’de geldiğimiz nokta bu!
Alabildiğine yayılmış durumda. Önceleri yurtdışından getiriliyordu. Artık bizim ülkemizde de merdiven altlarında üretiliyor. Nasıl olsa internette formülü var. Kolaylıkla, problemsiz ulaşılabiliyor.
* * *
Yaşamayan bilemez…
Uyuşturucu mağduru bazı ailelerin dramlarına bizzat şahit oldum. Öylesine zor ve acı verici ki. Çocuğu yaşıyor mu, yaşamıyor mu belli değil! Ayakta ama gerçek hayattan alabildiğine uzak!
Aralarında sırf bu yüzden içlerine kapananlar var. Paylaşamıyorlar kimseyle dertlerini. İnsanlardan kaçarak hayatlarını sürdürüyorlar.
Sırf çocuğunu içine girdiği krizden kurtarmak için bizzat uyuşturucu temin eden aileler gördüm. Üstelik bunların bir kısmı da hayatlarında içkinin ne olduğunu bile bilmeyen mütedeyyin aileler.
Bonzai denilen bu illet, sadece kullananı vurmuyor. Bütün bir aileye hayatı zindan ediyor. Kapalı kapılar ardında anlatılması güç dramlar yaşanıyor.
Her gün gazete manşetlerine yükselen IŞİD tehlikesi ne ki? Belki de ondan bin kat daha büyük tehlike içimizde dolaşıyor. Her gün yeni kurbanlar buluyor. Saldırılarını artırarak devam ettiriyor.
* * *
Geç de olsa, Türkiye tehlikenin boyutlarının farkına varmış durumda. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, gazetemizi ziyaretinde önümüzdeki günlerde atılacak adımları, alınan tedbirleri uzun uzun anlattı…
Onları haber sayfalarımızda göreceksiniz.
Yeterli olacak mı, yoksa yeni tedbirlere de ihtiyaç duyulacak mı, yeni yasal düzenlemeler de gerekecek mi, onlar zaman içinde ortaya çıkacak.
Ancak, eğer bizdeki toplumsal duyarlılık ve farkındalık geliştirilemezse, bana göre hiçbiri yeterli olmayacak. Bonzai yine vuracak, yine yok edecek, yaşanan dramlar her geçen gün daha da artacak…
Çünkü asıl mücadele ailelerde ve okullarda başlıyor! Görevin ve sorumluluğun en büyüğü onlara düşüyor!
* * *
Bu ülkede çocuklar sokaklara atılırsa…
Anne ve babalar, evlatlarına vakit ayırmayı, onları dinlemeyi ve onları izlemeyi “zaman israfı” olarak görürse…
Ailede, komşuda, sosyal çevrede sorumluluk bilinciyle hareket edilmezse… İnsanımıza yaşadığı çevreye karşı da sorumlu olduğu gerektiği gibi anlatılamazsa…
Okullarda da sadece “suça ceza” anlayışıyla hareket edilirse…
Hangi tedbir alınırsa alınsın yaraya merhem olmaz!
* * *
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, başta emniyet olmak üzere pek çok kuruluşun birlikte hareket edeceği eylem planlarının devreye sokulacağını anlattı. Ayrıca, bağımlılıkla mücadelenin aile hekimlerinden başlayacağını, hastanelerin devreyle sokulacağını ve AMATEM gibi kuruluşların en son nokta olacağını söyledi.
-Önleyici ve koruyucu tedavi hizmetlerine önem vereceğiz.
Bunlar güzel de… En önemli nokta aile, aile ve aile!