1
Devşirilmiş bir eleman olarak Ali Babacan
Önce bir tespit; belli ki Ali Babacan vasatın üzerinde bir zekaya sahip.
İkinci bir tespit; 'Devşirme'cilik güçlü devletlerin kullandığı bir eleman temin etme yöntemidir.
Malumunuz Osmanlı Devleti 400 yıl fethettiği topraklarda ya da henüz fetih ile şereflenmemiş komşu ülkelerdeki zeki çocukları toplayarak merkeze getirip; özel bir eğitimden geçirerek bu elemanları devletin yönetim çarkında kullanmıştır.
Bu çocukların hepsine öncelikle Osmanlı Türkçesi öğretilmiştir, böylece daha işin başında iki dillilik vasfı kazanmıştır bu çocuklar. (Devşirme işlemi 9-11 yaş aralığında gerçekleştiği için her çocuk ana diliyle konuşabilme yetkinliğine/yetişkinliğine sahipti.)
Yeteneklerine göre, zamanın ruhuna uygun olarak Arapça, Farsça öğreniminin üzerine bir de Batı dili eklendi mi uluslararası çapta yetkin devlet adamları ortaya çıkmış oluyordu.
Bu devşirmeler, devletin en küçük memuriyetinden sadrazamlığa kadar her kadroda görev aldılar Osmanlı idaresinde...
Yabancı ülkelere elçi gönderme usulü başladığında görevlendirilenlerin de neredeyse tamamı bu devşirilen kişiler ya da onların çocukları oldu.
O günkü şartlarda Osmanlı'nın uyguladığı 'devşirme' usulüne tebaanın/halkın itirazı da söz konusu değildi. Öyle ki kimi aileler devlet bizim çocuğumuzu da alsın/devşirsin diye umut etmekteydi...
Dün de hal böyleyken;
Bugünün dünyasında gücü ele geçiren Batı (özellikle ABD) bir biçimde 'devşirme' yöntemini uygulamaktadır.
Hani geçmişte kimi aileler; devlet benim çocuğumu da devşirse... diye yol gözlüyorlardı ya, şimdi de bazı aileler çocuklarını Batı'ya gönderip onların standartlarında eğitim görmesi için tüm imkanlarını kullanıyorlar. Yani çocuklarını Batı'nın emrine/korumasına/kullanımına vermeyi marifet ve hatta kurtuluş belliyorlar.
Yanlış anlaşılmasın; her yurtdışında ve/veya yabancı dilde eğitim yapan devşirilmiştir demiyoruz. Ama devşirilenlerin kahir ekseriyeti bu 'okumuş'ların arasından seçilmektedir...
Devşirme ameliyesinin zamanın ruhuna ve ahvalin farklılaşmasına göre farklı özellikler ve iş görme yöntemleri kullanması doğal bir şey.
Dün devşirmelerin tamamı merkezde görev alırken, bugün daha çok, geldikleri/içinden çıktıkları beldelerde, ülkelerde görev alıyorlar.
Dünkü usul daha maliyetliyken,
Bugünkü yöntem daha ucuz ve daha netice alıcı; ne de olsa tanıdığı bildiği kendi insanına içerde operasyon çekmekte devşirilmiş eleman...
'Devşirme'ciliğe ait bir başka önemli husus ise bazı özelliklerin ve duyguların sırlanması/gizlenmesi meselesidir.
Osmanlıda da, 9-11 yaşları arasında devşirilen her çocuk sureta Müslüman oluyordu. Fakat tarih bize gösterdi ki bunların kimileri, anadillerini unutmadıkları gibi, ata, dede dinlerini de unutmamışlardır. Ve gerektiğinde içinden çıkıp geldikleri toplulukları korumuşlar/korumaya çalışmışlardır.
Bugün de devşirmeler, kendilerini devşirenlere kopmaz bağlılıklarını ve sarsılmaz sadakatlerini sürdürseler de; arada sırada kendi toplumları lehine tavır takınabilirler. Lakin bu bizi yanıltmamalı;
Zira, bu vadide fazla eğlendiklerinde birileri onları hemen ikaz eder...
Bu sütunu takip edenler hatırlayacaklardır; sık sık, Ali Babacan'ın Tayyip Erdoğan'a ve onun temsil ettiği değerlere karşı taşıdığı öfkeyi ne ara biriktirdiğini anlamadığımızı söyleyip durmuştuk.
Oysa; özellikle son çıkışlarından sonra, devşirilmiş olduğuna kanaat getirince (Bu fasılda akla ilk ağızda Bilderberg ve Davos toplantıları gelir. Lakin Babacan'ın daha özel ve daha derin ilişki ve mensubiyetleri vardır. Fakat bu bilgiler kimi özel, kimi de teyide muhtaç olduğu için değerlendirme dışıdır) zihnim aydınlandı.
Artık açıkça görülüyor ki; Babacan'ın yaptıkları devşirme bir elemanın yaptıkları/muhtemel yapacakları/yapabilecekleri ile tam örtüşüyor.
Bu arada, Babacan'ın BAYKAR üzerinden Savunma Sanayiindeki gelişmelere saldırması öyle günlük politik mülahaza olarak geçiştirilecek bir şey değildir. Lakin başka bir yazının konusudur deyip şimdilik o vadiye girmeyeceğiz.
Yine de bize düşen "Allah ıslah etsin" diye duadan başkası değildir.