1
Başbakan Ahmet Davutoğlu bugün Dersim’de.
Genel beklenti Başbakan’ın bugünkü konuşmasını büyük oranda ‘Alevilik’ konusuna ayıracağı şeklindedir.
Muhtemelen bu yazıyı okurken veya daha sonra konuşmanın nasıl bir içerik taşıyacağını ve nasıl karşılandığını görmüş olacağız.
2
Bu vesileyle...
Dersim ve Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden...
Zor ve riskli bir karakter değerlendirmesi yapmaya çalışacağız.
3
Bilinen bir gerçeklik var.
Bir toplumda ‘takiyye’ , yani inancını ve her türlü mensubiyetini gizlemek söz konusu ise orada kategorik ve disiplinli bir ‘yalan söyleme’ durumu söz konusudur.
Hatta ‘yalan’ bazen ‘varoluşsal’ bir önem kazanır.
Daha somut ele alırsak.
BİR: Kemal Kılıdaroğlu bir Alevidir.
Daha düne kadar Türkiye toplumunda açıkça Alevi kimliğinin dillendirilmesi mümkün olmadığı için bütün benzerleri gibi Kılıçdaroğlu’nun da öğrendiği ilk şeylerden birisi ‘yalan söylemeyi’ becerebilmektir.
İnandırıcı bir yalan söylemeli ki ta ilkokulda arkadaşları tarafından dışlanmasın... Bütün tahsil hayatı buna dahil.
Sonra okulu bitirip iş aramaya başladığında da; her ne kadar kendinden önce aynı yol ve yöntemleri kullanarak karar mercilerine gelmiş diğer Alevilerle özel bir anlaşma ve dayanışma içine girse de; kimliğini gizlemek mecburiyetindedir. v.s.
İKİ: Kemal Kılıçdaroğlu etnik köken olarak Kürt’tür. Oysa Türkiye Alevileri’nin büyük çoğunluğu Türkmen’dir. Bu nedenle Kılıçdaroğlu Aleviler arasında Kürt kimliğini gizlemek, yani takiyye yapmak, yani yalan söylemek mecburiyetindedir.
ÜÇ: Kılıçdaroğlu Kürt ve Alevidir.
Kürtler arasında Alevilik ise çok azınlıktadır. Bu nedenle Kılıçdaroğlu ve benzerleri Kürtler arasında rahat edebilmek için Alevi kimliğini gizlemek durumundadır.
Yani bir kez daha yalan söylemek mecburiyetindedir.
4
Bu ‘yalan söyleme’ durumu takdir edileceği gibi sadece bir nesle ait bir olgu değildir.
Nesilden nesile aktarılan bir gerçekliktir.
Ne yazık ki Kılıçdaroğlu ve onunla aynı kaderi paylaşanlar için ‘yalan söylemek’ sonradan öğrenilmiş olmanın yanında ve ötesinde ‘tevarüs edilen’ , yani anadan-babadan bir nevi genler yoluyla transfer edilen bir hakikattir.
5
Umarım Davutoğlu’nun bugün Dersim’de yapacağı konuşmayla başlayacak bir süreç sonucu yaşanacak/yaşanabilecek bir dizi değişimden sonra...
Hem insanlar ‘yalan söylemek’ mecburiyetinden kurtulur.
Hem de toplum içinde ‘kategorik olarak yalan söyleyen’ bir kesimle yaşamak durumunda olmanın kaçınılmaz çelişkisinden ve travmasından...
Yalansız ve riyasız bir dünya kurmak bu kadar zor mu?