1
Bir dost sordu; 'Mukaddime'ce' serlevhalı yazılar yazmamdan mütevellit: Son kongre Ak Parti için 'taze kan' mesabesinde midir?
Biz de deriz ki: Önce kavramları ve tanımlarını yerli yerine oturtmak gerekir.
Bu bağlamda siyaset, bahusus modern siyaset, üretici değil tüketicidir. Üretme sorumluluğu entelektüel camianın omuzlarındadır.
Eğer siyasette (ve dahi hayatın diğer katmanlarında) 'adam' eksikliği hissediliyorsa entelektüel camiada bir problem var demektir. Entelektüel hayat kısırlaşmış/çoraklaşmış demektir.
Mesela; nasıl ki; Ak Parti kendini 1970'li, 80'li ve hatta 90'lı yıllardaki İslamcı entelektüellerin üretimleri üzerine bina ettiyse;
Buna karşılık bugün eksiğini giderecek unsurlara ulaşmada sıkıntı çekiyorsa, entelektüel camia üretim gücünü yitirmiş, kendisi 'kan' kaybetmiştir.
Kaldı ki; başkaları için 'taze kan' üretsin.
Üstelik bu hal sadece Ak Parti ve paralelindeki entelektüel camia ile sınırlı olmayıp topyekun ülkenin hali pür melalidir.
Düşünsenize dünkü sol entelejansya mukabili Erdal İnönü'nün, Deniz Baykal'ın liderlik ettiği CHP iken; bugünkü sol entelektüellerin mukabili ise Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si.
2
Birde;
'Belli ki bir eksiklik ile malulüz!.. diyen kimi Ak Partililer çareyi 2002 şartlarına dönmekte arıyorlar.
Bu muhal bir şeydir.
2002'de başarıyı sağlayan o günkü 'zamanın ruhunu' tanımak/bilmek ve ona uygun işler yapmaktan geçmiştir.
Bugün yapılması gereken, bugünkü 'zamanın ruhu'nu yakalamak ve ona uygun söz, eylem ve yapılanmalarda bulunmaktır.
Son bir şey;
Ak Parti'yi kendi macerası/mecrası içinde değerlendirmek başka bir şey;
Diğer siyasi partilerle/oluşumlarla mukayeseli değerlendirmek başka bir şeydir.