Madem ki salgın hakkında yazmadım/yazamadım. Öyleyse bugün köşemi gündeme uygun bir yazıya tahsis edebilirim.
Not: Tarafımızdan yazıya hiçbir şekilde müdahale edilmemiştir.
MASKE..
24.04.2020 Cuma Ramazan ayının ilk günü, saat: 11- üstümü giyinip, yüzüme korona virüsten korunmak için zorunlu olarak maskemi takıp markete gittim. Yüzümdeki maske beni rahatsız emişti. Eve döndüğümde maskeyi hemen çıkarıp çöpe attım.
Maskeyi yüzümden çıkardığımda rahatlamıştım. Sonra kendi kendimle bir monolog içerisine girdim. İçimden “nefsimden” gelen sitemkar, kışkırtıcı bir ses;
Daha ne kadar sokağa maskeyle çıkacaksın Enver! Bir an evvel kurtulsan bu maskeden ne iyi olur… iki ay öncesi ne kadar güzeldi, sokağa maskesiz çıkıyordum.
İç alemimden başka bir ses “vicdanımdan;”
Enver! Kendini kandırma, kendine dürüst davran… Bundan 2 ay önce sokağa çıkarken, insanların arasına karışırken gerçekten maskesiz miydin? Ne kadar olduğun gibi görünüyor veya göründüğün gibiydin? Sadece sen değil, sureti haktan görünen insanların ne kadarı gerçekten öyleydi? Kaç insan yüzünde “riya” maskesi olmadan sokağa çıkıp insanların arasına karışıyordu?
Vicdanımdan mesajı almıştım… Gerçekten bizler daha önce de sokağa maske ile çıkıyorduk. Yüzlerimizde riya maskesi vardı, bu maskeyle gerçek yüzümüzü örtüyorduk. Yüce Mevla’mız, madem bu kadar maskeli davranıyorsunuz, alın size maske! Bizlere öyle bir musibet verdi ki… Maskesiz sokağa çıkamıyoruz.
Rabbim bizlere “riya” ve “sağlık” her türlü maskesiz bir hayatı nasip etsin. Bizleri özü ve sözü bir olan… Olduğu gibi görünen ve göründüğü gibi olan kullarından eylesin. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayını Ümmeti Muhammed’e hayırlara vesile eylesin. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Enver Üsküdarlı
Not/2: Enver, telefonumda böyle kayıtlısın. Kullanmaya kullanmaya soyadını unuttum mu ne?