15 Temmuz gecesi milletimiz Mesih/Mehdi anlayışını neshetmiştir.
1
İlgililerince malumdur ki; başka dinlerdeki Mesih anlayışıyla İslam toplumlarındaki mehdi anlayışı arasında farklar bulunsa da sonunda her iki anlayışta da bir ‘kurtarıcı’ bekleniyor olması nedeniyle aralarında mahiyet farklılığı yoktur.
2
Mesih-Mehdi inancına göre; elan kötülük hakimdir. Yeryüzünden kötülüğün temizlenmesi ancak ilahi desteğe mazhar olmuş bir ‘kurtarıcı’ya nasip olacaktır.
3
15 Temmuz’dan sonra, darbecileri anlama sadedinde en çok sorulan soru şudur; “hangi saik bunları silahsız sivil insanların üzerine uçakla, tankla, topla saldırtabiliyor?”
Bu sorunun başka cevapları bulunsa da asıl tayin edici husus bu yapının mesiyanik/mehdici bir özellik taşıması, Gülen’in de hem kendisinin hem bağlıları tarafından ‘seçilmiş’ özel muameleye ve himayeye mazhar olduğuna, yani mehdi/Mesih olduğuna inanılıyor olmasıdır.
Gülen hareketi, en azından sureta Sünni bir görüntü taşıyor olsa da, mehdi inancını Şii İslam yorumundan almıştır.
Bazı tarikat ekollerinde kendisine yer bulmuş olsa da, Sünni gelenekte mehdi inancının pek ağırlığı yoktur. Oysa Şii gelenekte ‘kayıp imam’, yani mehdiyi beklemek itikadi bir zorunluluktur.
Bugünden geriye bakıldığında Gülen hareketinin Şia’daki mehdilik inancından daha çok, Hristiyanlıkta, bahusus da Yahudilikte ki Mesih anlayışından beslendiği görülmektedir. Bu inanışa göre; Mesih seçilmiş ve tanrı tarafından kötülükleri kaldırmakla görevlendirilmiş olduğuna göre, burada aslolan Mesih’in diğer her şeye ama her şeye ve herkese ne pahasına olursa olsun galebe çalmasıdır.
İşte ancak bu inanış kendilerinden başka herkesin acımasızca öldürülebileceği ruhsatını verebilir,
Dünyanın geleceğini kurtarmak uğruna, Tanrı’nın vaadini yerine getirmek adına kimi insanlar ölmüş, ne kıymeti harbiyesi olabilir.
4
‘Tanrı’nın vaadi’ demişken;
Hani Gülen hareketinin daha çok Yahudi mistisizmine benzediğini söylemiştik ya;
Nasıl ki Yahudiler için Nil’den-Fırat’a ‘vadedilmiş topraklar’ yeni arz-ı mevud söz konusu ise FETÖ’cüler için vadedilmiş topraklar Anadolu’dur. Vadedilmiş belde olarak Anadolu’nun mehdi/Mesih’i de F. Gülen’dir.
Öyleyse Tanrı’nın vaadinin gerçekleşmesi için yapılacak her eylem Tanrısaldır. vahşice öldürmekte buna dahil.
5
Mehdilik noktası nazarından bakmaya devam edersek; FETÖ’cü güçlerin bertaraf edilmesiyle Türkiye bu tür tehlikelerden tamamen kurtulmuştur diyebilmek zordur.
Bir bakın etrafınıza; eğer kişileri aşırı yücelten, öven; Efendilerinin, abilerinin, şeyhlerinin, hocalarının söylediklerini hiç tartışmaksızın ‘vardır bir hikmet’ anlayışıyla hayatlarına rehber edinen, günlük yaşama biçimlerini, hal ve tavırlarını, hatta giysisini birebir kendi nefsine uygulayan yapılar bulunuyorsa; Yani uygun zemini ve zamanı bulduğunda yeni bir mehdi çıkarma potansiyeli taşıyor ise; O yapıların tamamı hastalıklıdır, tehlikelidir.
6
Bütün bunlara rağmen karamsar olmamızı gerektirecek bir durum söz konusu değil.
15 Temmuz zaferi bu tehditlerin tamamını –en azından şimdilik- ortadan kaldırmıştır.
Bir kez daha özetleyecek olursak;
15 Temmuz gecesi millet, kurtarıcılık görevini topyekun kendisi ifa etmiştir. Yani; millet; Mesih/mehdi anlayışını neshetmiştir.
Not: Bu yazı yayınlanmamış bir rapordan faydalanılarak yazılmıştır. Yayınlanmamış olması ve izninin alınamamış keyfiyeti nedeniyle raporu yazanın ismini zikredemiyor olmamız, teşekkür etmemize mani değildir.