1
‘Merhamet’e, eşittir ‘kurban’ dense…
Merhamet, son kertede ‘kurban edebilme’ ve/veya ‘kurban olabilme’ halidir diyebiliyorsak;
Kurban Bayramınız mübarek olsun.
Bayram duası niyetine: Allah bizleri ve dünyamızı merhametsizlerden korusun.
2
‘Yardımlaşmak’, ‘yoksulun derdine ortak olmak’, ‘çocukları ve yoksulları sevindirmek’, ‘yaşlıları hatırlamak ve yaşlılardan ibret almak’ gibi kavramlara sıkıştırılamayacak kadar geniş anlamlar içeren kurban, gerektiğinde en değerli, en kutsal bildiklerimizden de vazgeçmek anlamına geliyorsa;
Bütün kötü duygulardan/düşüncelerden; haset, çekememezlik, öfke, kin, aldanmışlık ve aldatılmışlık duygusu, kibir, aşağılama, yalan söyleme, haksızlık yapma, zulüm, fitne –ve aklınıza ne geliyorsa- hepsinden kurtularak;
Yeryüzünde ki her nesneyi, her objeyi Yaradan’dan ötürü var ve saygın görmenin gereği olarak
tepeden tırnağa ‘merhamet’e dönüşmektir kurban.
Kaç kurban sahibi, kaç hayvanı bütün bu mülahazalardan ve şuurdan yoksun olarak boğazlamıştır?
Sorusu bizim cevaplamamız gereken bir soru değil.
Yeryüzünde, İslam âleminde, bu Kurban Bayramı’nda hiçbir Müslümanın, hiçbir ademoğlunun duygu ve düşüncelerimi paylaşmadığını bilsem de…
‘Yalnız’lığımı yücelterek;
Zihnimde ki bütün anlamlarıyla ‘kurban’ı selamlayabilirim.
3
Kurban kesildiğinde akan kan, her hayvan kesildiğinde akan kan değildir.
Her damla kurban kanı bize; üzerinde oyalandığımız hayatın faniliğini, bizi hayata bağlayan ‘şey’in (can veren cevherin) günlerden bir gün –belki bugün-, anlardan bir an –belki hemen sonraki an- kesilen kurbanın damarlarından akan kanla beraber hayat cevherinin uçup gitmesi gibi, gideceğini hatırlatmıyorsa eğer;
Kurbana değen her bıçak darbesi; bir hayvanı kesmekten öte; bize dünyanın doğumla başlayıp ölümle sona eren bir oyun yeri, eğlenme yeri olduğunu hatırlatmıyorsa eğer;
Kurban da dile getirdiğimiz her tekbir bize, Yaratıcı karşısındaki aczimizi hatırlatmıyorsa;
Azgınlıklarımız gelmiyorsa aklımıza,
Yaptığımız haksızlıklar, attığımız iftiralar, doğrunun yerine koyduğumuz yanlışlıklar, kendi gücümüze yaptığımız tapınmalar, durumumuzu muhafaza etmek adına söylediğimiz yalanlar ‘bayram günü’nü kıskaca alıp daraltmıyorsa…
O zaman: Kurban Bayramı tatili hoş gelsin hepimize.
(Ey kişi! Sen: Daha dün, önceki gün, bir hafta önce, bir ay önce; yaptığın bir haksızlık, gasp ettiğin bir hak nedeniyle içten pişmanlık duymuyorsan; elde ettiğin haksız kazançtan ve sahte başarıdan dolayı sarhoşluğa eş mutluluk halin devam ediyorsa hâlâ… Kestiğin kurbanın kanının her damlası ruhuna ve bedenine kir ve leke olarak sıçrayacaktır; desem…)