1
İmam Maturidi’ye göre, Eşariliğin aksine, bir şey iyi/güzel ise övülmüş, tavsiye edilmiştir. Kötü ise lanetlenmiş, yasaklanmış ve zem edilmiştir.
Buradan güncel bir çıkarsamada bulunursak;
Kur’an’da lanetlenip, aşağılandığına göre Yahudiler bizatihi kötüdürler, diyebiliriz.
Ancak meseleler her zaman bu kadar basit ve yalın olmazlar.
2
Bir kavmin/milletin, kendilerine sınanma imkanı ve fırsatı verilmeden kötüler hanesine yazılması Allah’ın adalet duygusunu zedeler.
İmtihan gerçekleşmeden imtihan sonucunu ilan etmeye benzer bu hal.
Eğer böyle olsaydı Allah onlarca/yüzlerce peygamber göndermez, vahiy indirmezdi.
‘İrade’ kavramının insana taalluk eden bir veçhesi kalmazdı.
3
İmam Maturidi de İslam’daki genel anlayışa/kabule uyarak ‘irade’yi ‘külli’ ve ‘cüzi’ olmak üzere ikiye ayırır.
Ve der ki; cüzi iradesiyle kul bir şeyi ister, külli iradesiyle Allah o kulun istediğini yaratır.
Hal böyle olunca; insanlık tarihi boyunca Yahudilere de çeşitli imkan ve fırsat sunulmuş, kendi iradeleri ile tercihte bulunma şartları hazırlanmıştır.
Yahudiler tercihlerini kötüden yana kullandıkları için Allah’ta onlara çağırdıklarını ve hak ettiklerini vererek onların kötücüllüklerini tescil etmiş ve diğer insanlara da bunu bildirmiştir.
Bu her şeye rağmen toptan bir damgalama ve kapatma değildir kuşkusuz.
O milletin içinde de fert fert kendilerine sunulan alternatifleri iyilik ve güzellik yolunda kullananlar olmuştur, bundan sonrada olması muhtemeldir.
4
Son Kudüs olayları muvacehesinde olup bitenlere bu bilgiler ve kabuller doğrultusunda yaklaşmakta fayda vardır, derken;
Karşımızda bulunan kitlenin ve fertlerin durumundan ziyade bizim yanlışlık ve haksızlık yapmamız için bu ilahi ve varoluşsal meselelere daha dikkatli yaklaşmamız babında bir hatırlatmadır derdimiz, söylediklerimiz…