1
Ak Parti’de etrafı kırıp dökmeden gerçekleşmek üzere olan yönetim değişikliği kimi çevrelerce, Ak Parti’nin kurumsallaştığına bir karine olarak ortaya koyulmakta.
Genel de hiçbir sosyal yapının insanlardan bağımsız bir tahlile tabi tutulamazlığı bir tarafa, kurumsallaşma denilen olgu, insanlar tarafından inşa edilse de tek tek insan iradesinin ve benliğinin üstünde bir yapıya işaret eder.
Bu zaviyeden bakıldığında Ak Parti’de meydana gelen hareketlenmenin seyri seferini kurumsallaşma olarak nitelememiz zordur.
2
Bir siyasi parti için olmaz ise olmaz olan toplumdaki karşılığıdır. Ancak burada önemli olan söz konusu siyasi yapının toplumsal karşılığının tüzel kişilik üzerinden mi, yoksa bazı kişiler veya bir tek kişi üzerinden mi gerçekleştiğine bakmak gerekir.
Ak Parti örneğinde bu toplumsal karşılığın bir kişi üzerinden sağlandığını görmek için siyaset bilimci ya da sosyolog olmaya gerek yok.
O kişi kuşkusuz R. Tayyip Erdoğan’dır.
Böyle olduğunda halen yaşanmakta olan değişimin veya ileride yaşanacak olanların sağlıklı bir mecrada devam ediyor olması ya da edeceği doğrudan doğruya Tayyip Erdoğan’a bağlıdır.
3
Şimdilik görünen odur ki Tayyip Erdoğan, bu zamana kadar ortaya koyduğu biçimde içinde bulunduğumuz süreci de üstün bir liderlik göstererek yürütmektedir.
Bu süreçten kurumsallaşmaya düşen pay ise, her ne kadar olaylar liderliğin inisiyatifi çerçevesinde devam etse de bu türden yaşanmışlıkların kurumsallaşma örgüsünü güçlendirdiği izahtan varestedir.
Kaderi, varlığı Türkiye’nin varlığı ve kaderiyle içi içe girmiş Ak Parti’nin kurumsallaşma yönünde elde edeceği her kazanış uzun vadede Türkiye’nin kazancı olacaktır.
Bu bağlamda Türkiye, tevarüs ettiği kaderi aktüel dünyada devam ettirmek, varlığını daha da güçlendirme yolunda yürüyüşüne devam edecektir inşallah.