Her ne kadar lisans eğitimimden sonra 'İşletme İktisadı Enstitüsü'nü okumuş olsam da ekonomiden anlamam.
Ama, en azından ekonominin iktisat tesis etmek olduğunu bilirim. (21 Kasım 2021 tarihli 'İktis ad'lı Olmak' başlıklı yazımıza atfen)
Benim anladığıma göre ekonomi eğitimi; söz konusu dengenin nasıl, ne biçimde, ne ile, ne zaman kurulacağının...
Ya da bozulmuş dengelerin düzeltilmesine ilişkin tedbirlerin öğretilmesi değil midir?
Lakin; her ne kadar ekonomi ilminin sebep-sonuç ilişkilerini öncelemesiyle determinist bir mahiyet arz etse de, aslında bir vehimden ibaret olduğunu söyleyen görüşler hiçte kulak arkası edilecek türden yaklaşımlar değildir.
Evet, bidayetten beri hayat iktisat üzere cevelan etmektedir.
Ne var ki modern dünyada 'ekonomik kurallar/veriler' adı altında insanlığa dayatılan gerçekliklerin(!) hakikatle bir ilişkisi yoktur. Tamamen kurgusaldır, konjonktüreldir, siyasidir.
Buradan günümüzde olup-bitenlere baktığımızda ekonomik atakların/hareketlerin/verilerin olması gerektiği şekilde denge sağlayıcı değil, bizzat var olan dengeleri bozucu bir mahiyet taşıdığını görmekteyiz.
Umarım ülke ekonomisi bir an önce bir 'iktisad'a kavuşur.