Beş yazıdır sürdürdüğümüz 'Bu kadar cahil olamazsınız!' başlıklı dizide altıncıya geçmeden önce;
Konuyla doğrudan ilişkisi yokmuş gibi görünse de tamamlayıcı vasfından dolayı bir hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Cumhuriyet devrimleri başlamadan önce bulundukları şehirlerde alim, hoca, şeyh, müftü vs. olarak tanınan ve bilinen nice kişiler,
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının dini önce deforme etme, sonra da tamamen ortadan kaldırma sürecine en hafifiyle seslerini çıkarmadılar, hatta bazıları devrimlerin en ateşli savunucuları olmakta bir beis görmediler.
(İtiraz edenler -ya da itiraz etme potansiyeli taşıyanların- 1923 seçimleriyle tasfiye edildiğini daha önce belirtmiştik.)
Ne yazık ki; farlı bir bağlamda bugün de aynı tipleri görmemiz mümkündür.
Dün kimliklerini inkar edip, dinlerinin bozulmaya çalışılması karşısında seslerini çıkarmayanlar, alkışlayanlar bir yerde fiili otoriteye yaranmak, hiyerarşide bir yer kapmak ve hayatta kalabilmek için öyle davranıyorlardı.
Bugünküler ise (algı düzeyinde de olsa) muhtemel iktidardan şimdiden aferin ve okey almak için aynı tür davranışlar sergiliyor.
Mesele daha iyi anlaşılsın diye bir örnek üzerinden yürüyelim isterseniz.
Mehmet Ocaktan: Bildiğim kadarıyla ailenin tek erkek evladı. Muhterem anne-babası bu tek erkek evlatlarının dini bütün birisi olarak yetişmesini ister ve çocuklarının hafız olmasını sağlar. Uzun yıllar gazetecilik yapan Ocaktan; zamanın bütün 'İslamcı dergilerinde' şiirler ve edebi yazılar yayınlar.
Yani 2010'ların ortasına kadar bütün ömrü Müslüman mahallesinde geçer, hatta gazeteciliği ve yazarlığıyla Müslüman mahallesinde kanaat önderi rolü oynar. Dolayısıyla siyasi tercihleri de 'İslamcı partiler'den yana olur. Öyle ki 2007 seçimlerinde Ak Parti'den milletvekili seçilir.
Şimdi bu Mehmet Ocaktan, bu yazı dizisinin başlamasına da vesile olan, Diyanet İşleri Başkanı'nın Yargıtay açılışında dua etmesiyle başlayan tartışmaya dahil olarak;
CHP'nin yanında durup, Erdoğan muhaliflerini uyarma ihtiyacı hissediyor.
Diyor ki Ocaktan: "Ak Parti bugün dini adeta siyasetin bir sponsor aracı olarak kullanmaktadır."
Bu tamamen yanlış bir saptama. Velev ki; Ak Parti bugün dini 'siyasetin sponsoru' olarak kullanıyor, bu yeni bir şey sayılmaz, ta kuruluşundan itibaren bu böyledir.
Hatırlayın, Ak Parti'nin kurulduğu günlerde malum iç ve dış basın Ak Parti'den 'dinci parti' diye bahsediyordu.
Gerçek ise; Ak Parti'yi kuranlar ve bugün temsil edenler dini araç olarak kullanmaz, Müslüman/dindar kimlikleriyle siyaset yaparlar.
Ocaktan'ın bunu gözden kaçırması olsa olsa kendini temize çıkarmak adınadır. Bu nedenle olsa gerek Ak Parti'ye yönelik eleştirilerini 2013'ten başlatıyor.
Devam ediyor aynı yazıda Ocaktan: "Maalesef dini değerler öteki mahallelerdekileri alt etme kavgasının ya da siyasi iktidar mücadelesinin aracı haline dönüştürülünce, dinin de doğrudan kavgaya dahil edilmesi kaçınılmaz hale gelmiş bulunuyor.
Evet artık herkes biliyor ki Ak Parti iktidarı din üzerinden siyaset üretiyor. Son günlerde özellikle diyanet üzerinden toplumun farklı kesimlerini kışkırtmayı hedefleyen 'siyaset oyunu' bu politik azmanlığın en tehlikeli göstergesidir."
Eline yüzüne dursun e mi!
Bir kere senin de işaret ettiğin en son diyanet üzerinden tartışmayı Ak Parti değil CHP'nin temsil ettiği laikçi Kemalist dinin mensupları başlatmıştır. Bu kadar da mı gözün karardı ya da izanın.
Herkesten iyi sen biliyorsun ki Sayın Ocaktan; Ak Parti din üzerinden siyaset üretmez. Ancak son olayda olduğu gibi dindar kişiliğine ve dinine saldırı vaki olduğunda kendini/dinini savunur. Onu da mı yapmasın?
"Dini kalkan gibi kullanarak muhalifleri açıktan tehdit etmek" asıl senin yanında durmaktan imtina etmediğin CHP zihniyetine ait bir özelliktir. Ve sen yıllarca bunu yazıp/söyleyip durmadın mı?
Bir partiye (Ak Parti) kızgınlığın nasıl oluyor da seni varlık gayesi İslam'la mücadele olan bir zihniyetle aynı hizaya sokabiliyor.
Kemalistlerin neredeyse yüz yıldır Atatürkçülük kırbacıyla Müslümanları/dindarları dövdüğünü nasıl unutursun.
Ne oldu da bugün, ne olduğu malum CHP'yi dostça uyarma gereği hissediyorsun, üstelik Müslüman olduğunu bildiğin insanlara 'tuzak kurmak' gibi bir sakilliği reva görerek...
CHP'nin sadece; 'din dili' konusunda zaafı var ... öyle mi? Yani dinin kendisiyle bir problemi yok diyorsun öyle mi?
Görüldüğü gibi dünün Rıfat Börekçileri, Memduh Şevket Esendalları, Şemsettin Günaltayları, Şerafettin Yaltkayaları, Hasan Ali Yücelleri nasıl ki Mustafa Kemal başkanlığında dine karşı yürütülen yıkım politikalarına destek vermişse;
Bugünün Ocaktanları da Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP zihniyetine destek vermekte, uyarılarda bulunup, yol göstericiliğine soyunabilmekte... (Devam edecek)