Madrid'de yapılan NATO Liderler Zirvesi hakkında çok şey konuşuldu, yazıldı, tartışıldı.
Ben bir ayrıntıya dikkatinizi çekeceğim.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan BM, G-20 gibi zirvelerden sonra bir kez daha NATO'nun merkezine de başörtülü bir kadın soktu.
Bizim 'yandaş' arkadaşlar, çok haklı olarak, Türkiye'nin ve tabii ki onun lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın zirvedeki başarısını küçümseyen, itibarsızlaştırmaya çalışan muhalefeti anlamadıklarını, hatta duyduklarına inanamadıklarını söylemekteler.
Doğrusu, şaşılacak bir durum yok.
Cumhuriyetin kurulmasıyla palazlanan ve bugüne kadar aynı tavrını sürdüren CHP zihniyeti için, her şey bir tarafa Türkiye'yi temsil sadedinde başörtülü bir kadını görüyor olmaları;
Her şeyi kötülemeleri/küçümsemeleri, hatta bu görüntülerden kurtulmak için rejimi tehlikeye sokacak işler yapmaları şaşılacak bir şey değildir.
Varlık nedenlerine karşı bir darbedir onlar için İslami bir görüntünün, tavrın, söylemin egemenler katında yer işgal etmesi, tahammül edilmesi zor bir şeydir.
Faraza, Tayyip Erdoğan Madrid'e gitmeden önce muhalefet liderlerini toplasaydı ve nasıl bir sonuç istediklerini yazılı bir metin olarak cebine koyup gitseydi ve dahi bunları bir bir gerçekleştirerek dönmüş olsaydı dahi;
Değil mi ki, yanında başörtülü bir kadınla zirveye katıldı. Yine şimdiki gibi bağıracaklardı.
Daha düne kadar; bırakın oraların bir unsuru olmak, başörtülü kadınlar kamu binalarına sokulmazken;
Bugün dünyanın merkez üstlerinde görünüyor olması...
Nerden nereye...