Gezi Parkı'nın mülkiyeti İBB'den alınarak Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı'na devredildi.
5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi gereğince. (2008 yılında düzenlenen kanun)
Madde şöyle diyor; "Vakıf yoluyla meydana gelip, her ne suretle olursa olsun Hazine, Belediye, Özel İdareler, Köy ve Tüzel kişiliğin mülkiyetine geçmiş vakıf kültür varlıkları, mazbut vakfına devrolunur."
Yani Gezi Parkı'nın vakfa devredilmesi tamamen hukuki...
Bu arada 2008'den 2019 yılına kadar 647, 2019 yılından günümüze kadar 367 eserin vakfa dönüştürüldüğünü öğrendik.
VGM, "Mülkiyeti vakıf olup da, vakfına rücu edilmeyenlerin ise çalışmaları devam etmektedir" şeklinde bir açıklama da yaptı...
Tamam, sorun ne?..
İmamoğlu itiraz ediyor. Cüneyt Özdemir'le dertleşiyor.
Cüneyt, "Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı ne ya?!" diyor.
Hiç duymamış. İnternetten aramış, bulamamış.
Çok fazla New Yorker olmuş. İmamoğlu'nu gazlamaya çalışıyor...
"İnternet sitesi yoksa, vakıf da yoktur" diyor Cüneyt. Mesela "Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi Vakfı"nın internet sitesini ara bakalım bulabiliyor musun?.. Bu vakıf var ama sitesi yok. Türkiye Ermeni Patrikliği'nin sitesinde bulursun...
Vakıflar Genel Müdürlüğü Türkiye'de 59 bin tane mazbut vakfı yönetiyor. (Listesi var, tek tek ara bakalım Cüneyt, hangilerinin sitesi var?!)
Her neyse, Cüneyt gazı veriyor, İmamoğlu coşuyor. "Ne vakfı, hangi vakıf, yok öyle bir vakıf" demeye başlıyorlar...
VGM'ye gidin bakın bakalım 'Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı' var mıymış, hangi ada ve parsellerde kayıtlıymış öğrenin.
Bu arada "vakıftan haberim yok, ne olduğu belli olmayan vakıf" diyen İmamoğlu sultanları iyi tanıyor!
"II. Beyazıt kim?, Fatih Sultan Mehmed'in oğlu" diyor...
Demek ki neymiş?..
II. Beyazıt İstanbul'a gelmiş, Taksim'i çok sevmiş, Gezi Parkı'na yerleşmiş. Oğlu Fatih Sultan Mehmet de İstanbul'u fethedince, "tamam, burası senin olsun"
demiş!..
O sıralarda Romen Diyojen'in oğlu Alfred Hitchcock Beyoğlu'nda gezerken, Alparslan'a rastlamış. Kavga çıkmış.
Bunun üzerine Alâeddin Keykubat, Charles Dickens'ı devreye sokarak, Mercidabık Kafe'de anlaşma imzalanmasını sağlamış.
Gezi Parkı Genel Müdürü Dede Korkut'un oğlu 4.Murat da bu olaya çok sevinmiş.
Yapraklar bile alkışlamış!..
Burda da masal bitmiş...