Avukat Burak Mengü, Twitter’dan bildirdi; (Nevşin Mengü’nün kardeşi)
“Polis kimliği gösterilmeden gözaltı kararı gösterilmeden sivil ekiplerce gözaltına alındım. Nereye diyorum kimse söylemiyor. Kim aldı bilmiyorum neden aldı onu da bilmiyorum.”
Hiçbir şey göstermeden, söylemeden gözaltına almış sivil ekipler. Ne kadar gizli bir operasyonsa artık?!.. (Ama o anı canlı aktarması için twit atmasına da izin vermişler?!.. Ona da şükür!..)
Sonra ne yapmışlar?..
Ümraniye Dudullu’daki boş bir arazide darp edip bırakmışlar Avukat Burak’ı…
O da şikayetçi olmuş, İstanbul Emniyet araştırma başlatmış…
Bunu duyan çapulcu taifesi derhal harekete geçti, 2 gün boyunca küfretti;
“Polis çetesi, katil devlet, derin emniyet, hükümet istifa, savaşa hayır, Menbiç’e dokunma!..vs, (Birkaç gün daha devam etseydi; AB müzakereleri, S-400’lere kadar uzardı bu iş!..)
Nevşin Ablası durur mu, o da verdi odunu; “Bir grup polis olduğunu söyleyen kişi, gün ortasında bir avukatı alıp götürüyor. Tepki gelince tartaklayıp yol ortasında bırakıyor. Emniyetin içerisinde kanun tanımaz bir grup, bir yapı mı var?”
Bunun üzerine Emniyet Burak Mengü’nün kaçırıldığını iddia ettiği güzergahtaki tüm kamera kayıtları incelemiş.
Kamera kayıtlarına göre Burak, Nişantaşı’ndaki evinden çıkıyor, önce bir müvekkili ile buluşuyor. Beraber Anadolu yakasına gidiyorlar ve yine müvekkiliyle birlikte Zincirlikuyu’ya dönüyor. Müvekkil H.K.T. de Burak Mengü’nün o gün kendisiyle birlikte olduğunu teyit ediyor.
Yani herhangi bir kaçırma ya da darp olmadığı anlaşılıyor. Bunun üzerine polis, Burak hakkında, ”Suç uydurmaktan” işlem yaparak dosyayı savcılığa gönderiyor.
Nevşin’in bundan haberi oldu mu olmadı mı bilinmez, ama dün köşesinden Burak kardeşi savundu; (Çok fazla alıntı yaptık, ama sabredin lütfen!)
Daha önce de benzer bir şey olmuş. Birkaç ay önce, bir grup polis Burak’ı ‘ifadenizi alacağız’ diyerek Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’ndeki bir avukat görüşme odasına götürmüş. Orada öylesine darp edilmiş ki, o odadan çıktıktan sonra Burak günlerce kan işemiş, yürüyememiş… Ama Burak, o dönem sessiz kalmayı tercih etmiş. ‘Olur böyle şeyler geçer, büyütmeyelim’ demiş Nevşin ablasına.
Çok ilginç bir hukukçu bu Avukat Burak…
Dayaktan yemekten günlerce kan işeyip yürüyemeyince; “Olur böyle şeyler geçer, büyütmeyelim” diyor. Kimliklerini dahi sormadığı polisler onu darp edip boş bir arazide bırakınca; “Nerde bu millet, nerde bu devlet” diye bağırıp şikayet ediyor!.. (Belki de o boş arazide araç bulamayıp yaya kaldığı için isyan etmiştir?!..)
Bunlar; “Di-re-ne.., di-re-ne.., k-a-z-a-n-a-c-a-ğ-ı-z !..” derlerdi.
Yeni slogan; “Sal-la-ya.., sal-la-ya.., k-a-z-a-n-a-c-a-ğ-ı-z !..” oldu herhalde…
Sallayın ulan sallayın. Denemekte fayda var!..