Kılıçdaroğlu, "Dert Dinleme Turu"na çıkmış. Aksaray'a gitmiş.
Esnafla buluşmuş. Aynı zamanda muhtar olan bir çiftçi; "aynı gemideyiz ama onlar güvertede biz depodayız" demiş Kılıçaroğlu'na. Geçim derdi altında eziliyorlarmış.
Sözcü manşetine taşımış... Sözcü'nün yalancısıyız...
Evet yalancısıyız! Çünkü yalan...
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın hayvancılık buzağı ve süt desteklerinden yararlananmış. Krediler çekmiş, 2020'de ahırını büyütmüş. Aynı zamanda kayıt dışı sıhhi tesisat işleriyle uğraşıyormuş. Muhtar'ın ektiği tarım arazisi yokmuş.., ilâ ahiri...
Her zamanki gibi yalan, ajitasyon, manipülasyon, dezenformasyon...
Yani klasik Sözcü...
"Silivri'de (cezaevinde) en çok oy HDP ve AK Parti'ye çıktı" (2018 seçimleri) yalanını manşet yaptılar. Halbuki en çok oy HDP'ye millet ittifakına çıktı.
Sözcü'nün yüzünün kızardığını gördünüz mü hiç?..
"Ekmek aslanın ağzındaydı, şimdi aslan da aç" manşetiyle "geçinemiyor, aç" diye verdiği haberdeki Ceren Dilektaş'in, Bitcoin yatırımcısı olduğu ortaya çıktı.
"Aç ve geçinemeyen" Ceren, "1 kahveye 64 TL verdim, çok huzursuz çok mutsuzum" şeklinde tweet atmış!
Sözcü'nün utandığını gördünüz mü hiç?..
Sürmanşetten verdiler; "Bayraklı Belediyesi 208 binayı 'çürük' diye bildirmiş ama bakanlık işlem yapmamış."
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na ve İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne, Bayraklı Belediyesi'nden ilçedeki binaların çürük olduğuna dair herhangi bir rapor veya yazının gelmediği ortaya çıktı.
Sözcü'nün mahcup olduğunu gördünüz mü hiç?..
"120 yıllık tarihi bina, külliyeli cami yapılmak üzere yıkıldı" yalanı...
Okulun depreme dayanıklı olmadığı için yıkıldığı, yerine daha kapasiteli 4 bloktan oluşan modern bir kampüs yapıldığı ortaya çıktı...
Sözcü'nün "özür, yanlış duymuşuz" dediğini duydunuz mu hiç?..
Örnekleri çoğaltayım diye arşivleri karıştırdım, köşe yazarlarının yalanları da eklenince yüzlerce Sözcü palavrası çıktı karşıma. Değil bir yazı, yüzlerce köşe yazısına sığmaz!
Bazıları da akla hayale sığmaz.
Son palavralarından biri de şu.
"Diyanet'e kıble uzmanı" atandı yalanı. Aslında bu yalanı 2015'te uydurmuş Sözcü. Bazı CHP'liler bu yalanı yine dolaşıma sokmuş. CHP'li vekil de var aralarında.
N'apsın, Diyanet de, "Kıble uzmanı diye bir kadro yoktur" diye açıklama yapmak zorunda kaldı. (Hadi şunu da sorun. "Tespih saymanı" ya da "minare gölgesi uzmanı" var mı acaba?!..)
Tabii ki değişmeyecek. Sözcü'nün yüzü kızarmaz, asla utanmaz. Yalan söylemeye devam edecekler.
Lakin okurlarına sormak isterim.
Bir gün de çıkıp, "bu kadar yalanı nerenizden ve niye uyduruyorsunuz" diye Sözcü'ye sormaz mı insan.
Bir defa sorun yahu?!..