Şapkadan tavşan çıkaracak diye bekledik.
“Bin günde memleket hareketi” çıktı!
‘O ne yahu’ diye kimse soramadı. Çünkü baştan “sorularınızı ben biliyorum” dedi, soru almadı. Kendi sordu, kendi cevapladı...
Şapka yoktu, tavşan da... Su dolu iki pet şişe vardı. Onlarla bazı hareketler çekti.
“İşte böyle hala millet ittifakındayım” dedi…
Öyle bakakaldık. Hangi ara pet şişeden ittifaka geçtik, orasını da hatırlamıyorum.
Susadık, birkaç yudum su içtik, sonuna kadar dinledik.
Hiçbir şey çıkmadı. Dağ fare bile doğurmadı.
Ne dedi peki?
“Erdoğan’ın eski arkadaşlarından birini cumhurbaşkanı yapacaksan ben ona CHP iktidarı demem” dedi…
“CHP’nin iktidarı demek, CHP Genel Başkanın cumhurbaşkanı olması demek” dedi…
“Beni aday gösterdiler ama takoz olmak için ellerinden geleni yaptılar” dedi. (Özetini aktardım, bu meyanda bi’şeyler söyledi.)
“Gece yarısı Genel Başkan yardımcıları ‘seçim ikinci tura kaldı’ dediler. Ellerinde belge yok. Benden yalan söyleyip milletin karşısına çıkmamı istediler” dedi…
Demek ki CHP’de yalan, dolan, ilkesizlik, çeteleşme vesaire her türlü melanet var.
Hülasa CHP’nin ne menem şer odağı haline geldiğini anlattı durdu Hacı Muharrem.
Ama “CHP’yi bölmüyorum” diyor!..
N’apıyor peki?
Tahmin yürütüyorum; Bin gün memleketi gezecek.
Bin gün sonra halkın sevgisini kazanacak. 2023’e hazır olacak.
Sonra?..
“Sen oldun artık, (yine) gel bakalım Muharrem” diyecek Kılıçdaroğlu.
Olur mu böyle?.. Olmaz.
O kadar gömdüğün CHP sana döner mi bir daha. (CHP’de ardı ardına başarısız olanlara, yani “yenmiş de yenmiş” pozisyonlarına pirim verilmez. Bak şekil A, Kılıçdaroğlu!..)
Bir de seni aday gösterip ardından kelek atan CHP’nin (ki bunu sen söylüyorsun), tekrar kelek atmayacağı ne malum?!..
Sen git, bin gün memleketi dolaş, sonra hepsi boşa gitsin öyle mi?
Ortada parti de yok.
O zaman bin gün sonra bağımsız aday olacaksın Hacı Muharrem. Doğal olarak CHP ve müttefiklerinin de bir adayı olacağına göre..,
CHP’yi nasıl bölmemiş oluyorsun?.. Pet şişe, su, taşımak falan n’oldu?!..
Hiç mantıklı değil hacı abi…
İki gündür sorup duruyorlar, ‘bin günde memleket’ ne demek?” diye.
Nerden bilelim, bilmece gibi.
‘Bin günde memleket’?..
Yok, 80 günde devri alem?!..
Yoksa ‘İnce Harikalar Diyarında’ mı diyelim?!
Bin günde memleketi gezeceksin öyle mi?
Bırak artık bu işleri hacı abi. En iyisi tavuk beslemek.
Hatta “serbest gezen tavuk” işine gir.
Bin gün gezmesine gerek de yok. (Kart olur o zaten!)
45-60 gün içinde kesilecek hale gelir piliçler…
Afiyet olsun!