"Değişimi hissedeceksiniz" diyordu ya.., Doğru, İstanbullular olarak hakikaten değişimi hissettik.
Mesela İstanbul'da sivrisinekle mücadele diye bi'şey vardır. Ama son iki yıldır, özellikle de bu yaz sivrisineklerde müthiş bir artış oldu. Sürü halinde taarruz ediyorlar. Her sabah üç beş sivrisinek ısırığıyla kalkıyoruz. Özellikle de çocuklar.
Yaz aylarında evin önünden belli aralıklarda sinek ilaçlama aracı geçerdi. Bu yaz tek bir tane görmedim. (Engin Altay gibi olmasın.., tek bir tane gördüysem, saçım çıksın!..)
Denizde de değişimi hissettik. Müsilaj ile tanıştık mesela...
Maltepe'de, Kadıköy'de nostalji yaşadık. O eski çöp dağlarını gördük. Maltepe'de CHP'li teyzeler eldivenleri takıp çöp topladılar. 'Çaktırmayalım, doğayı temiz tutalım' mesajı verdiler...
Şimdi de İBB otobüsleri gündemde.
Seksenli yıllarda Gümüşsuyu'dan yukarı çıkan dolu otobüsten inip ittiğimizi hatırlarım... Hele bakımsız yaşlı otobüsler?.. Yokuşta her durduğunda inip itmek gerekiyordu. Taksim'e kadar ittirmişliğimiz vardır. (Bi'de üstüne bilet parası verirdik!..)
Son günlerde yolda kalan İETT otobüsleri görüyoruz. Yolcular inip otobüs ittiriyorlar. Yanan otobüs de var.
Yalnız anlamadığım şey, yokuşta değil, düz yolda ittiriyorlar. (Otobüsü vurduruyorlarmış gibi!..)
Tasarruf olsun diye otobüsün motorunu mu çıkarttılar acaba? Ya da yakıtsız giden otobüsü mü keşfetti İmamoğlu?
Bakın size isim de buldum. Ekrem'den mülhem; "Eko-büs"!.. Motorsuz, arkadan ittirmeli ekonomik otobüs!.. (Her şey çok güzel oluyor yahu)
Ayrıca yolcular için sabah sporu fırsatı. Üstelik arkadan ittirmeli bu 'Eko-büs'ler doğayı kirletmiyor. Yani 'Eko-büs' oldukça da "Eko-lojik"!.. (Kucakla yavrum kucakla!..)
Lakin İBB, yolcuların otobüs ittirmesini yasaklamış. Otobüs ittirmeyeceksin!
Kabul edilemez efendim.
Sözde özgürlükçü CHP. İstanbul senin diyordu. Ee, otobüs benim değil mi?
O zaman benim otobüsüm benim kararım. İttiririm ya da ittirmem sana ne.
Ne yani ittirmeyek de işe de mi gidemeyek!
Böyle basitlik olur mu?!..
Bu arada "ben 'it' demedim, 'bas'it' dedim" demişti ya...
Şimdi çözdüm mevzuyu. Bas-it yani "bus" (otobüs) "it" yani "otobüs it" diyormuş. Sinyali o zaman vermiş ama biz anlamamışız!.. (Biliyorsunuz, İngilizcesi de iyidir. İt iz e pensıl, but ay lav yu Baydın. Demokrasi help mi pıliiz...)
O zaman ne diyoruz?
'Eko'loji için, 'eko-büsünü ittir git!...