KİTAPLAR SADECE OKUMAK İÇİN DEĞİL!… Bu cümlenin devamını Walter Benjamin, 'aynı zamanda birlikte yaşamak içindir' şeklinde tamamlamıştı. Ama bu yazıda başka bir şeyden bahsedeceğiz. Kitapların postmodern bir sanat malzemesi haline gelişine değineceğiz.
Kitabın insanlık tarihi boyunca serüveni farklı. Ağaç kabuklarından kil tabletlere, papirüsten parşömene ve nihayetinde kâğıda kadar bilginin dolaşım malzemesi, değişerek çeşitlenmiş. Ve nihayetinde kitap, kişisel varoluş yorumlarını geniş alana yayan araçlar olmuş hep.
İslam kültüründe 'kitap' başlı başına bir saygı unsuru olarak görülmüş. Merkezinde anlamın/metnin yer aldığı kitap çevresinde çeşitli sanatlar gelişmiş. Ciltçilik, hat, ebru, tezhip ve nihayetinde minyatür, kitabı tezyin eden, maddi kıymetini artıran unsurlar olarak hayli zengin bir kültürel miras oluşturmuş. Ama bu sanatlar, hiçbir zaman kitabın asıl varlık nedeninin önüne geçmemiş, bilgiye/ilme verilen değerin ifadesi olarak, sanatsal formlar halinde varlığını sürdürmüş.
Bizim kültürümüzde kitap sanatı dediğimizde anlaşılan, bu geleneksel sanat dalları. Oysa postmodern dönemlerde kitaplar, farklı şekillerde karşımıza çıkıyor. İnternette 'book art' diye bir arama yaptığınızda bambaşka 'sanatsal' uygulamalarla karşılaşıyorsunuz. Ya da gündelik yaşamda kitabın asıl amacından farklı kullanıldığı örneklere rastlıyorsunuz. Örneğin, dekorasyon mağazalarında, üst üste konmuş kitaplardan sütunlar görmek mümkün. Ya da şehir meydanlarında kitap heykelleri ve çağdaş sanat sergilerinde kitap enstalasyonları görüyoruz… Batı’da bu alanın hayli geniş bir takipçi kitlesi var. Öyle ki, bazı Batı üniversitelerinde bu konuda diploma programları dahi mevcut. Buralarda kreatif kitap sanatının teknikleri öğretiliyor. Sanat sergileri düzenleniyor.
Kitapların, işlevini aşıp, bir 'malzeme' olarak kullanılması yoluyla, yeni bir 'sanat eseri' ortaya konuyor. Kitap sanatçıları, amaçlarını, yeni fikirler ilham etmek, merak ve şaşkınlık oluşturmak, estetik bir eser ortaya koymak olarak ifade ediyor.
Kitabın başına gelen bu postmodern hali, dekonstrüksiyon yani, yapıbozum olarak niteleyebiliriz. Herhangi bir şeyin tek, temel bir anlama sahip olabileceği fikrini reddeden postmodern düşüncenin, genelgeçer yapılara başkaldırıp, onunla hesaplaşma içine girdiği malum. Mimaride, müzikte, sanatın pek çok alanında yansımaları olan bu düşünce, kitap söz konusu olduğunda, bilgiyi dolaşıma sokma amacından sıyrılarak, 'kitap'ın anlamını değiştirip, yapısını bozarak, buradan yeni bir konstrüksiyon icat ediyor.
Özellikle e-kitapların yaygınlaşmasıyla, kağıt kitabın bir nevi 'hurda'ya çıkmasıyla, bu 'kitap sanatı'nın taliplerinin yaygınlık kazandığı görülüyor.
Bir görsel unsur olarak ilham verici olsa bile, kitabın bu dekonstrüktif hali, geleneksel kitapseverlerin çok da hoşuna gitmiyor. Resmin yazıya galip geldiği bu çağda, aslında kitap en çok kütüphane raflarına ya da altı çizilmiş metinler olarak gözlerimizin muhataplığına yakışıyor.