Amerika, çok kültürlülüğün dünyadaki en özel örneklerinden birisi. Farklı dini ve etnik gruplar tek bayrak altında yaşıyor. Zaman zaman antisemitik ve İslamofobik refleksler ortaya çıksa da, çok kültürlülük iddiası Amerika’nın bazı yerlerinde gerçek anlamda hayat bulabiliyor. Maryland bunlardan birisi. Resmi adı, Diyanet Center of America (DCA) olan Türk-İslam Kültür ve Medeniyet Merkezi, yerel halkın oyuna başvurularak, yani referandumla hayat buldu. Maryland halkı, çok kültürlülük konusunda önemli bir sınav verdi. DCA, NASA, NSA gibi Amerika’nın önde gelen stratejik kurumlarının hemen yanı başında üstelik. Başkente uzaklığı ise sadece yarım saat.
DCA’in en önemli hususiyetlerinden birisi, Amerika’da mukim bazı Müslüman topluluklara dair tarihsel bir izdüşüme de tekabül etmesi. Zira Külliye’nin mimarisi, sadece Türkiyeliler için değil, Osmanlı bakiyesi coğrafyanın Amerika’da yaşayan halkları için de son derece aşina. Mesela, bir İranlı için Farsça beyitler kendi kültürüne uzanan bir köprü. Bir Makedon, bir Filistinli, bir Macar için her şey çok tanıdık. Hat, tezyinat, kündekari ahşap işlemeciliği, sedef kakmacılık, çinicilik, Amerika’daki Osmanlı ve Türkiye araştırmacıları için de, uygulamalı ders sahası olabilecek nitelikte seçkin örneklerle dolu. Her biri ehil ellerden çıkmış, türünün otantik örneklerini temsil ediyor. Gerçekten, kısa sürede DCA, Türk-İslam kültürüne ilgi duyanlar için bir okul haline gelebilir.
Camii, Sinan mimarisinin güzel bir örneği. Keza kültür merkezinde Selçuklu izleri var. Üç farklı türde, on tane geleneksel Türk evi ise, sivil mimarinin zenginliğini gözler önüne seriyor.
Maryland’daki külliyenin dünyada bir örneği olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Hem gayet estetik, hem de bulunduğu çevreyle mimari açıdan da bütünleşmiş sevimli bir uygulama. Şimdiden bölgedeki emlak fiyatlarına olumlu anlamda katkı sağladığı söyleniyor. Sosyal tesisleri, restoranları, hatta Amerikalıların çok ilgisini çekecek Türk hamamıyla bir cazibe merkezi. Müslümanlar içinse, toplanma yeri olduğu kadar doğumdan cenazeye hayatın önemli durakları için bir başvuru merkezi.
Böyle bir merkezle Türkiye Müslümanları, oryantalist şablonları ortadan kaldıracak önemli bir imkâna da sahip oldular. Türk-İslam kültür ve medeniyetinin güzel bir uygulamasını Amerikan toplumunun bir parçası haline getirdiler. Şimdi bütün mesele, külliyenin içine hayat verecek etkinlikler yapmak, önyargıları ortadan kaldırmak üzere ezberleri bozacak çalışmalar hayata geçirmek... İslamofobik söylemlerin kol gezdiği bir zamanda böyle bir temsil merkezine zaten büyük ihtiyaç vardı.
Öte yandan Batı’daki Müslüman temsili, büyük ölçüde Hint, Pakistan ve Afro-Amerikan Müslümanlar tarafından icra ediliyordu. Bu külliye sayesinde, Türkiye’nin, Anadolu’nun İslam temsili de, kendi özgün duruşuna uygulama alanı bulabilecek.
Gerek Diyanet İşleri Başkanlığı, gerekse arkasındaki güçlü siyasi irade dünya Müslümanlarına çok güzel bir armağan bıraktılar. Geçmişle, geleceği buluşturan, dünya ile ahireti kaynaştıran güzel bir armağan... Tüm Müslümanlar için hayırlı olsun!