Dünkü Trabzonspor'un birinci büyük problemi Mehmet Ekici'ydi. 10 numara oynayan bir oyuncu, sadelikte usta olmalı… Ekici ne yaptı; topu aldı, çalım denedi, bir daha denedi, kalabalığa daldı, her şeyi kendisi yapmaya çalıştı, oyunu hep tıkadı. Halbuki Trabzonspor'un iki kanadında da 2 hızlı koşucu vardı, onlarla topu zamanında hiç buluşturamadı. Mehmet Ekici gayretli gözüktü ya ama görünmeyen zararı o kadar çoktu ki…
Kanatlar demişken… Trabzonspor bu sezon ilk kez kanatlarda Savaş ve Yusuf Erdoğan ile 'hızı' yakaladı. Daha önce bu bölgede Erkan ve Özer ile 'kaliteyi' yakalamıştı. Ama durum şu: Kalite varken hız yoktu, şimdi hız var, kalite yok... İki durum da işe hiç yaramıyor.
Hami Mandıralı savunmanın önüne Yusuf Yazıcı ve Okay Yokuşlu'yu koymuş. İkisi de yavaş. Mehmet Ekici de onlara yardıma gelmeyince Antalyaspor'un 3'lü orta sahası antrenmanda bulamayacağı rahatlığı buldu. Ya savunma… Formsuz Mustafa ve yanında defansın dengesini sürekli bozan, her pozisyona seyirci Salih Dursun! Futbolda en büyük tehdit şut değil mi; Antalya şut çekecek, Bordo-Mavili oyuncular sürekli geriye çekiliyor. Tersliğe bak, çaylak Esteban da ne düşünüyor anlaşılmaz, sürekli ileriye çıkıyor. Gelen şut gol... Acemice…
Dün maçı kopartan ilk isim Mbilla'ydı. Güray'ı hem fiziksel, hem psikolojik olarak ezdi durdu. Onun hızına Yusuf Erdoğan yetişirdi, Mandıralı en azından bu ikilinin yerini daha 10'uncu dakikada değiştirse tablo böyle olmayabilirdi. Hiçbir şey yapmadı, sadece oturdu, Ömer Şişmanoğlu'nu seyretti belki de! Tamam, eksik çok ama geçen hafta da bu kadroyla hava atmıştı Mandıralı!
Gelecek sezonun planlaması yapılırken, geçen haftaki galibiyete bakıp 'Gençlerimiz var ya' diyenler de daha çok düşünmeli, bu iş o kadar kolay değil yani... İş çok, Usta'lık bile yetmeyebilir!
Trabzonspor taraftarının içi çok yanmıştır. Kabul edilebilir gibi değil. Bir de Eto'o çok üzülmüştür. Oynasaydı krallık yarışı yeni bir boyut kazanabilirdi zira…