Bir golde Teknik Direktör Ersun Yanal'ın, diğerinde kaleci Onur'un koşarak sevinç yumağı içindeki oyuncularla kucaklaşması, Trabzonspor'un yeni yılda aldığı yolun şifresiydi. Birkaç hafta öncesine kadar her şey farklıydı, soğuktu. Şimdiki en büyük farksa özgüven ve coşku. Yoksa sistem aynı, koşu mesafesi arasında öncesiyle çok fark yok. Devre arasında Yanal ve öğrencileri belli ki daha çok 'takım' olabilmeyi çalışmış, birbirlerini anlamaya çalışmış. Son 3 maçlık tablo da gösteriyor ki; iyi de yol almış.
Trabzonspor sezon genelinde ligin topu yarı alana en çok taşıyan ve orada tutan takımı. Ama üçüncü bölgedeki son tercihlerin acemice olmasının bedelini ağır ödedi Bordo-Mavililer, gol atamayınca çöktüler. Dünkü gollerdeki asistleri bu yüzden çok ayrı yere koymak gerekir. N'Doye'un Castillo'ya, Olcay Şahan'ın da Yusuf Yazıcı ve Castillo'ya attırdıkları gollere bu açıdan bakmalı, 'Bunu da yapsınlar bari, büyütmeyin' denilmemeli. Hatta 'büyük yenilik' veya 'büyük gelişim' diye bile adlandırılabilir bu asistler.
Yeni teknik direktörünün henüz fark katamadığı Gaziantepspor'un özellikle orta sahasının dirençsiz halinden de yararlanan Okay'ın topu hızlı oyuna sokması, Castillo'nun pozitif katkıları, 'yıldız' Mehmet Ekici'nin yerine bıyıkları yeni terleyen Yusuf Yazıcı'nın tek top oynamasının getirdiği akışkanlık... Veya hücumcu N'Doye'un orta alanda dağıttığı toplar vs.. Dünkü net galibiyetin hakkını teslim edecek çok nokta var ki!
Ve de tribünler... Türk futbol tarihinin en önemli mabetlerinden H.Avni Aker Stadı'na vedayı, -hadi takımın kupada iddiasız kalması nedeniyle diyelim- hiç de hak ettiği gibi yapamadı Trabzonspor taraftarı ama; yeni umutla yeni bir yolculuğa çıktığı, yeni adıyla Medical Park Arena'daki coşkusu son derece olumluydu.
Dünkü pozitif futbol ve gelen 3 maçlık galibiyet serisinin yanı sıra, yıllardır 4-5 bin seyirci ortalaması ile oynayan Bordo-Mavili takımın, dün stadı dolduran 20 binin üzerindeki taraftarıyla da bütünleşmesi, uzun süre sonra camiaya gelecek adına umutlandırdı.