İkinci yarının ilk haftasında alınacak galibiyet, şampiyonluk yolunda Fenerbahçe’yi motive, rakipleri ise demoralize edecekti. Sarı-Lacivertliler, henüz 16. saniyede Giuliano ile yüzde 100’lük bir gol kaçırarak maça başlayınca, karşılaşmanın ne şekilde geçeceği belli oldu. Gol dakikasına kadar kendi yarı sahasında rakibini bekleyen Göztepe’de Tamer Tuna, sanırım ilk 20 dakikada Fenerbahçe’nin yapacağı baskıdan gol yemeden çıkmak istedi. Ancak hedefine ulaşamadı. Aykut Kocaman’ın Soldado ile değil de Fernandao ile maça başlaması benim için sürprizdi. Ancak Tamer Tuna’nın Sabri Sarıoğlu ve Oscar Scarione’yi ilk 11’de sahaya sürmemesi beni daha çok şaşırttı.
Fenerbahçe’nin, ilk yarıda Göztepe ataklarında yaptığı adam paylaşımı ve alan savunması oldukça iyiydi. Nitekim İzmir ekibi, ilk yarıda pozisyon üretemedi. Fenerbahçe’de Brezilyalı futbolcuların kumaşı, takımı rakibinden birkaç adım öne çıkardı. Özellikle Josef De Souza’nın hem savunmada yaptığı kritik müdahaleler hem de defanstan ileriye çıkardığı paslar, Brezilyalı ismin neden İngiltere’den talipleri olduğunu ve teklif edilen astronomik bedellere rağmen bırakılmamasını açıklıyor. Diğer yandan Giuliano da mücadelesi ve yaratıcılığıyla ne kadar tehlikeli bir silah olduğunu bu maçın ilk yarısında gösterdi. Fenerbahçe’nin son Brezilyalısı Fernandao da uzun süre oynamamasına rağmen verdiği mücadele ve attığı şık kafa golüyle kalitesini gözler önüne serdi.
İkinci yarının ilk 15 dakikasında Fenerbahçe oyunu rölantiye almak istedi ancak 2. golü bulmadan bunu yapmak büyük hataydı. Skrtel’in büyük hatasıyla Poko’nun oyuna girer girmez attığı gol, 2. golü aramadan hafifletilen temponun cezasıydı. F.Bahçe, golü yedikten sonra Aykut Kocaman telaşla oyuna müdahale etti. Önce Isla ve Aatif, ardından Giuliano çıktı. Valbuena ve Soldado’nun girmesi yerindeydi fakat Giuliano’nun sakatlığı planı oldukça olumsuz etkiledi. Maçın 1-1’e gelmesi Fenerbahçe’de bir özgüvensizlik yarattı, fakat baskı hiç bitmedi. Taraftarların ıslıkladığı Dirar’ın ortasıyla 90+3’te Kosanovic’in kafası çok kritikti. Dünkü galibiyet 3 puandan fazlasıydı çünkü takım büyük bir özgüven kaybından sıyrıldı. Ancak hâlâ oynanan oyunun şampiyonluk için yeterli olduğunu düşünmüyorum. Dün puan kaybedilse büyük moral bozukluğu olacaktı. Fenerbahçe’nin bundan sonra oynayacağı her maç pamuk ipliğine bağlı olacaktır.
Buradan maçın hakemi Ümit Öztürk’ü de tebrik etmem gerekir. Pozisyonlara hep yakındı ve cesur kararlar verdi. Maçları böyle yönettiği sürece çok daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum.