Önce şunu söylemek isterim, takım isimleri ve futbolcular hakkındaki yorumlarımın sadece bu maç için geçerli olduğunu bilmelisiniz.
Fenerbahçe’nin bugüne kadar çıkardığı en kötü kadroyu izledim. Çoğu futbolcu, kendi mevkilerinden uzak olunca maalesef futbol kimliklerinden de uzaktaydılar. Tıpkı arkadaşlarına vermeleri gereken pası, çoğunlukla rakibe gönderen ev sahibi Kasımpaşalı futbolcular gibi.
Kasımpaşalı futbolcuların bireysel futbolcu kapasitelerinin bu kadar düşük olduklarını inanın bir futbol adamı olarak kabullenmek çok zor. Açıkçası aynı görüntüler Fenerbahçe’de de 3-4 futbolcu hariç var. Onlarda da bu manzarayı izledik
Thiam’ın attığı iki gol Fenerbahçe’yi rahatlatırken, ne enteresandır ki defans oyuncusu ve kalecinin bacak aralarından geçerek ağlarla buluştu. Bu sahaya alışkın, eski Kasımpaşalı şansı diyelim
Fenerbahçe defansına baktığımız zaman sağda Nazım, solda ise bu mevkide oynaması gereken en son kişi Sadık vardı. Gustavo, Tisserand’ın yanına monte edilmiş, iki ön liberoda ise şansını hâlâ olumsuz kullanan Mert Hakan’la, pozitiften negatife döndüğü için biraz formsuz gözüken Ozan vardı
Sağda Valencia, solda Sinan kanat etkinliklerinde sürükleyici bir futbol görüntüsünü maalesef veremediler. Dedik ya, Thiam, attığı iki golle Fenerbahçe’ye çok değerli 3 puan kazandırmış olabilir. Ama bana göre Fenerbahçe’nin orta sahasındaki en faydalı ve en iyi futbolcusu Pelkas’tı. ‘Her geçen gün futbol grafiği yükselen Pelkas’a karşın yedekte oturan Sosa niye yok, Cisse, Ferdi Kadıoğlu veya Samatta sol kanatta neden düşünülmedi’ diyebilirsiniz.
Sonuçta kötü bir Fenerbahçe her şeye rağmen galibiyet getirdiği için bu skorlu 11’i alkışlarım. Ama yarınlarda futbolcu kapasitesi daha yüksek olan takımlara karşı bu 11’le galibiyetler biraz hayal olabilir.
Olumlu veya olumsuz görüşlerimi bir kenara bırakırsak, bu maçta izlediğim Fenerbahçe’nin her şeye rağmen şampiyon olacağına inanıyorum.