Avrupa Şampiyonası'na giderken, Hollanda Milli Takımı'nı altımıza almıştık. Dün akşam F.Bahçe'nin Avrupa Ligi'ndeki rakibi Feyenoord, 7 maçta 7 galibiyet almış, 21 puan toplayarak lig liderliği koltuğunda oturmuş bir takım. Attığı gol 21, yediği gol ise sadece ve sadece ikiydi.
Dick Advocaat'ın geldiğinde bu güne her geçen gün F.Bahçe'de küçük de olsa birçok değişikliklerine şahit oluyorum. Örneğin; her geçen gün futbolcuların kondisyonunun artması, oyun sisteminde rakibi sahasında presle durdurma anlayışı, ikili mücadelelerde futbolcuların istekli ve arzulu oluşları, maça geçmişteki haftalara nazar daha iyi konsantre olup, ikili mücadelelerde bu hırsı göstermeleri… Ozan'ın yükselen formu da dikkat çekici…
Şimdi gelelim oyuna… İlk yarı boyunca rakibin sol kanadında altın madeni bulmuşçasına Heijden'ın üstüne üstüne giden Lens ve Emenike, rakibi buradan çözmüş ve gol pozisyonları bulmaya çalışmıştı. Nitekim Kuyt'ın ayağında topu çalan Lens ve sonrasındaki Ozan'ın Emenike'ye pasıyla çaprazdan gelen şut gol olurken, F.Bahçe ilk yarı boyunca rakip kalede yarattığı tek pozisyon oluyordu. Volkan'ın Kuyt'ın topa hakim olamadığı pozisyonda ayağınla çıkıp tehlikeyi uzaklaştırmasının dışında Feyenoord'un futbol adına söylenecek hiçbir hareketi yoktu. Ancak defansta Wiel ve Hasan, istenilen ofansif futbolu sergilemiyorlarken, Kjaer-Skrtel'in topu geriden oyuna sokma eksiklikleri de az da olsa görülüyordu. Mehmet-Souza-Ozan üçlüsünün orta alandaki yapmış olduğu prese karşılık Lens-Emenike-Sow'un da hücum presiyle oyunu rakip sahaya taşımaları F.Bahçe için pozitif görüntülerdi. Ayrıca bu üçlünün ileri uçta dönerli oynaması, F.Bahçe'nin şampiyon olduğu yılları bize hatırlattı.
Bu söylediklerimi okuduğunuzda her şeyin yolunda olduğunu anlayabilirsiniz. Ancak sahaya yansıyan bu kadar olumlu görüntüler çerçevesinde bir tek golün dışında futbolcuların hiçbir tehlike yaratmaması da ister istemez kafamızda soru işareti bıraktı.
İkinci yarı, ilk yarıya nazaran daha çok gol pozisyonu üreten gol ayakları maalesef yine son vuruşlardaki beceriksizliklerinden dolayı farklı galibiyeti kaçıran taraf oldu. Feyenoord ise 37'lik Kuyt'la ve defans hatalarımızdan dolayı bulmuş oldukları cılız gol pozisyonları vardı. Ancak Kjaer'ın ıskasını Skrtel'in çizgi üzerinden çıkarması F.Bahçe açısında maçın kırılma noktasıydı.
Anlamadığım konu; bu Feyenoord, fazla gol atıp, az gol yediği ve 21 puan toplayan bir takımın bu kadar güçsüz oluşuydu. Demek ki; Hollanda futbolu sahiden büyük bir düşüş içerisinde…