Proje yok, alt yapı yok; ama her türlü plan var. Onlar da kirletmek üzerine kurgulu. Kamuoyu araştırmaları yapıyorlar, toplumun sinir uçlarını belirliyorlar. Ardından da bin bir çeşit istismar faaliyetini sergiliyorlar.
Belgesiz, bilgisiz, dayanaksız, saldırdıkça saldırıyorlar. Sürekli olarak toplumun sinir uçlarını hedef alıyorlar. Kuru bir düşmanlık üzerinden prim yapmaya çalışıyorlar. Kutuplaştırma siyaseti izliyorlar. Gerçekler ve ülkenin menfaatleri umurlarında bile değil.
Maalesef, Türkiye'deki muhalefet anlayışı bu!
Oysa Türkiye böyle değildi. 1980 öncesinin en çekişmeli ve tartışmalı ortamlarında bile ülke menfaatlerini ön planda tutmak esastı. Sağ-sol çatışmalarının sürdüğü, sokakların, okulların meydan kavgalarına sahne olduğu bir dönemde bile uzlaşma kültürü vardı. TBMM başkanını seçemiyor, nafile turlar devam ediyordu. MHP, son derece sert tartışmalar içine girdiği CHP'ye destek verdi. CHP adayı Cahit Karakaş'ı Meclis Başkanı seçtirdi. Ülkenin önü açıldı.
Bugün ise, en temel milli meselelerde bile iktidara, dolayısıyla ülkeye ayak bağı olan bir muhalefet anlayışı var.
Mesela Afganistan konusunda hiçbir bilgi ve birikim sahibi olmayanlar, sürekli olarak ahkâm kesiyorlar. Özellikle de göçmenler üzerinden iktidarı vurmaya çalışıyorlar. Kirletmenin bini bir para...
"Türkiye'ye Afganistan'dan hep genç erkekler geliyor, bunlar burada kalacak ve ülkenin başına bela olacak" türünden söylemler içindeler.
Tam bir cehalet bu!
Doğrudur gençler geliyor. Çünkü, Afganistan'da başlık parası çok yüksek. Hepsinin hayali üç-beş kuruş denkleştirip ülkelerine dönmek ve evlenmek. Çoğu gidecek onların. O bölgeyi bilmeyenler ise, bizim açımızdan avantaj olan bu durumu bir felaket gibi göstermeye çalışıyorlar.
Cumhurbaşkanı, AB yetkilileri ile konuşuyor. Türkiye'nin daha fazla sığınmacı yükü çekmesinin mümkün olmadığını söylüyor. Muhalefet, buna rağmen uydurdukça uyduruyor. Bir takım hayali rakamlar üreterek, "Şu kadar, bu kadar daha gelecek" diye milleti tahrik etmeye çalışıyor.
Milyarlar harcayıp, göç dalgalarını önlemek için sınırlarımıza duvarlar örüyoruz. Askerimizi takviye ediyoruz. Tedbir üzerine tedbir alıyoruz. Bunu da görmüyor muhalefet, görmek istemiyor. Alabildiğine bir tahrik politikası yürütüyor.
Yetmiyor, bir de "Taliban'la kesinlikle ilişki kurmayalım" diye bağırıyorlar. Oysa, Türkiye'ye yönelik göç dalgalarını önlemek Afganistan'ın istikrarından geçiyor. Ama bizdeki muhalif kesimler buna da karşı. Bölgenin istikrarına katkı sunabilecek Türkiye'yi engellemeye çalışıyorlar.
Hem her türlü çözüm formülünün önünü tıkıyorlar. Hem de sıkıntıları istismar etmek için her geçen gün seslerini daha da yükseltiyorlar.
Önü arkası belli olmayan, ne idüğü belirsiz küçücük bir görüntü buldular mı, bayram ediyorlar. Hemen bunların üzerinden atışa başlıyorlar. Yaraları kaşımak, toplum arasında kin ve düşmanlık tohumları etmek için ne gerekiyorsa yapıyorlar.
Muhalefet değil bunlar, düpedüz illet!
Sürekli sıkıntı ve sorun üretip, üzerinden siyaset yapmaya ve rant devşirmeye çalışıyorlar.