Yine baltayı taşa vurdu Kemal Bey. Bir defa daha kendi kendini sıkıntıya soktu. Kaş yapayım derken göz çıkardı.
Diline dolamış, "Kürt sorunu" deyip duruyor bir süredir. Nedir o sorun, adını koymuyor. Bence, dolaylı da olsa bir yarayı kaşıyıp duruyor. Çünkü bu ülkede herkesin olduğu gibi Kürt vatandaşların da sorunu var ve olabilir. Ama konuya direkt olarak "Kürt sorunu" diye girildiğinde, derin ve sıkıntılı anlamlar ortaya çıkıyor.
Katil Öcalan da "Kürt sorunu" diyor.
PKK da ortada bir sorun olduğunu iddia ederek, "özerklik", "özyönetim" ya da "bağımsızlık" gibi hayallerle silahlı mücadele yürütüyor.
HDP zaten onların destekçisi.
YPG ile PYD gibi ABD'ye sırtını dayayan, dış güçlerle işbirliği yapıp Türk Askerine kurşun sıkan silahlı yapılar da aynı yolun yolcusu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da "Kürt sorunu" diyor. Peki, farkı ne diğerlerinden? "Sorun" denildiğinde ne anlıyor? O sorunu nasıl ve ne şekilde çözmek istiyor? Hedefi ne? İşte bunların hiçbiri net değil.
Ortada sadece bir ağız birliği var. O söylem birlikteliğine bakıp, Kılıçdaroğlu'nun da o söylemin asil sahiplerinin değirmenine su taşıdığı söylenebilir.
Çünkü her şey muallakta!
hhh
Kemal Bey'in söyledikleri şunlar:
"Siyaset kurumunun 35-40 yıldır çözemediği Kürt sorunu var. Kürt sorununu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. Bu sorun çözülecekse, meşru bir organla, HDP ile çözebiliriz."
Kafa karıştırıcı kelime oyunları bunlar. HDP dediğimiz parti, PKK'nın sözcüsü. Bunu ben söylemiyorum, her fırsatta kendileri dillendiriyor. PKK'nın ise, "sorun" denilen konuya bakışı belli. Türkiye'yi bölmek, parçalamak için kuruldu. Zaten yıllardır kendisine destek veren arkasındaki güçler de bunu istiyor.
Ayrıca, PKK ve HDP'yi Kürtlerin temsilcisi olarak görmek son derece yanlış. PKK denilen yapı, yıllarca Kürt vatandaşlarımıza kan kusturdu. Bugün Diyarbakır Anneleri de o acıların ortaya çıkardığı bir sonuç.
Bitmedi, dahası var...
HDP ise, yargıda hesap veriyor. Devam eden kapatma dava dosyasında PKK-HDP birlikteliğine ilişkin ciddi deliller var.
Ha HDP, ha PKK. Birbirlerinden farkları yok.
O yüzden, CHP ha PKK ile masaya oturmuş, ha HDP ile bir araya gelmiş. Kelime oyunlarının arkasına saklanmanın anlamı yok.
hhh
Ayrıca HDP de Kılıçdaroğlu'nu "yok öyle şey" cevabını verdi. HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "Çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı'dır" dedi. Bir başka ifade ile 30 bin insanımızın katili, terör hükümlüsü Abdullah Öcalan'ı muhatap olarak gösterdi. Kemal Bey'e "Onunla masaya oturmalısın" mesajını gönderdi.
Kılıçdaroğlu, ders niteliğinde bir cevap aldı...
Olacağı da, işin gideceği yer de buydu zaten.
Siz eğer, terör örgütü mensupları ve onların destekçileri ile aynı dili kullanır, meseleye aynı zaviyeden bakarsanız, başka bir sonuç çıkmaz elbette.
Ne demek Kürt sorunu?
Kemal Kılıçdaroğlu ne anlıyor bu ifadeden ve ne demek istiyor?
Önce bunun net olarak ortaya konulması lazım!
İşte konu muallakta olduğu için karşımıza çıkan tablo bu. Kemal Bey'e "İmralı ile görüş" diyorlar. O da bunu mu istiyordu acaba?