Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun, CHP’nin arka bahçesi olduğu dönemlerde bir sıkıntı yoktu. Problem normalleşmeden sonra başladı.
O gün bugündür İş Bankası’ndaki Atatürk hisseleri tartışılıyor…
Çünkü, Türkiye 1930’ların Türkiye’si, CHP de eski CHP değil. Kapandı, açıldı; defalarca tüzük değişikliği yaptı. Adı aynı kaldı, ama CHP baştan aşağı değişti. Atatürk’ün kurduğu parti ile bugünkü CHP’nin arasında dağlar kadar fark var. Ayrıca, Atatürk’ün vasiyeti de zaten 1980 darbesinin ardından delindi. Kenan Evren, CHP’nin İş Bankası’ndaki hisselerini hazineye devretti. Konu, mahkemelere düştü.
Vasiyetname ortada: Mustafa Kemal Atatürk, İş Bankası’ndaki hisselerinden CHP’ye bir kuruş bırakmadı. CHP’yi sadece hisselerin denetimiyle görevlendirdi. Ancak, vasiyetname farklı yorumlandı ve CHP, İş Bankası’nın ortağı gibi değerlendirildi. Atatürk’ün ölümünün ardından, bankada bir adet yönetim kurulu üyeliği varken, bu sayı dörde kadar çıktı.
Oysa, CHP bu denetim görevini dışarıdan da yapabilirdi. Atatürk’ün vasiyetinin uygulanmasını sağlamak için ille de İş Bankası’nda yönetim kurulu üyeleri bulundurmasına gerek yoktu.
Kemal Kılıçdaroğlu, “İş Bankası’ndan para almıyoruz, ortağı da değiliz” diyor.
Bu doğru.
İyi güzel de, ortağı değilsen ve para almıyorsan, İş Bankası’nın yönetiminde ne işin var? İşte yanlış olan da bu!
“Denetim” deniyor. “Atatürk’ün mirasına sahip çıkmaktan” söz ediliyor…
Peki CHP bu denetim görevini layıkıyla yapabildi ve Atatürk’ün hisselerine gerçekten sahip çıkabildi mi?
Buna “evet” demek mümkün değil…
1999 Yılında yapılan ünlü Akrep Operasyonu’nu hatırlayan var mı?
DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, Türk Dil Kurumu’na yönelik büyük bir operasyon başlatmıştı. Kurumdaki yolsuzluk iddialarıyla pek çok profesör ve yönetici gözaltına alınmıştı. Atatürk’ün kurduğu ve İş Bankası’ndaki hisselerinin gelirinin bir kısmını bağışladığı kurumda, trilyonlarca liralık yolsuzluk ve zimmete para geçirme iddialarından bahsediliyordu…
Konuyla ilgili davalar açıldı.
CHP ise o davalara “müdahil” olarak katılmadı. “Ben Atatürk’ün mirasının temsilcisi ve koruyucusuyum” demedi. “Bu para nerede, kim çarçur etti” diye sormadı. Ortalığı ayağa kaldırması gerekirken, sessizliği tercih etti.
Kılıçdaroğlu, şimdi kalkmış, Atatürk’ün vasiyetinden bahsediyor! Vasiyet, sadece İş Bankası’nda yönetim kurulu üyelikleri kapmak olunca mı akla geliyor?
***
Türkiye’de bir siyasi partinin banka sahibi olması suç. Bunu da Kılıçdaroğlu dahil herkes kabul ediyor.
CHP buna rağmen İş Bankası’ndaki yönetim kurulu üyeliklerinden vazgeçmiyor. Bu durum da “Atatürk hisselerinin denetimi” gibi bir söylemle izah edilmeye çalışılıyor.
Oysa, hazine de rahatlıkla bu denetimi yapabilir. Denetim için ille de yönetim kurulu üyeliği koltuğunda oturmak gerekmez.
Peki yönetim kurulu üyeleri ne iş yaparlar?
Bankanın işleyişiyle ilgili kararlar alırlar. Personel politikasını belirler ve personel alımlarını organize ederler. En önemlisi de krediler ve bu kredilerin kimlere verileceği konusundaki kararların altına imza atarlar.
İşte en önemli nokta da burası!..
Acaba İş Bankası’nın kredileri kimlere veriliyor? Kredi kullandırılırken hangi kriterler uygulamaya konuluyor? Kredilerin ve kredi verilecek kişi ya da kuruluşların belirlenmesinde CHP’nin atadığı yönetim kurulu üyeleri ne kadar etkili oluyor? Banka personel alımları yaparken, CHP’li üyeler etkisiz bir eleman gibi mi davranıyorlar?
CHP’li yönetim kurulu üyelerinin İş Bankası’ndan aylık alıp almamaları çok da önemli değil. Önemli olan bu sorulara verilecek cevaplar!
Sıkıntı, tartışma ve tereddütler de zaten bu noktalarda yoğunlaşıyor!
***
Atatürk’ün vasiyetinden bahsediliyor…
Eyvallah, itiraz eden yok. Ancak, o vasiyetin bir de yorumlanması konusu var. Biliyorsunuz 1982’den sonra bir kanun çıktı, Atatürk’ün kurduğu TDK ve TTK, Atatürk Araştırma Merkezi ve Atatürk Kültür Merkezi ile birleştirildi. Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu adı altında Başbakanlık’la ilişkili bir kuruluş haline getirildi. Siyasi Partiler Kanunu da defalarca değiştirildi. Ayrıca, TDK ve TTK da CHP’nin arka bahçesi değil artık. O yüzden de CHP-Türkiye İş Bankası ilişkisi çok göze batıyor ve tartışılıyor…