Sırtımızda yumurta küfesi yok bizim. Diplomatik davranmak zorunda değiliz. O yüzden de hep yaptığımız gibi Barış Pınarı Harekâtı başlar başlamaz, yazdık gerçekleri. Emperyalist güçlerin bölgeyi yeniden dizayn etmeye çalıştıklarını, Türkiye’nin ise Milli Mücadele’den bu yana en güçlü başkaldırıyı sergilediğini anlattık.
Batı da gösterdiği tavırla bunu tasdikledi. Daha önce verilen sözler unutuldu, ahlaki değerler ayaklar altına alındı, bütün kutsallar paspas gibi çiğnendi. Emperyalist güçler bir araya geldi. Hep birlikte el ele verdiler, Türkiye’yi durdurmaya çalışıyorlar.
Üstelik, ahlaksızlığın ve çirkefliğin bini bir para.
İşte Başkan Erdoğan böyle bir ortamda TBMM Ak Parti Grubu’nda kürsüye çıktı. Bütün milletin yüreğine su serpen bir konuşma yaptı. Bu günün ve geçmişin gereklerini net ve anlaşılır bir dille ortaya serdi.
“Müttefik” adını verdiklerimizin “arkamızdan çevirdikleri işlerden” bahsetti. Bölgemize yönelik plan ve projelere dikkati çekti. DEAŞ dahil, kimin hangi terör örgütü ile birlikte nasıl iş tuttuğunu anlattı. Demokrasi ve insan hakları nutukları atanların içine düştükleri değer yoksunluğunun altını çizdi.
Kısaca “Küfür tek millettir” mesajını verdi!
***
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a söylediği şu sözler yenir yutulur gibi değil…
Erdoğan, Macron’un yüzüne karşı “Ruanda’da, Cezayir’de yüz binleri katleden siz değil misiniz?” sorusunu yöneltti.
Cevap vermesine gerek kalmadan ekledi:
-Aynaya bak, aynaya!
Arakan, Afganistan, Kafkaslar, Karabağ, Bosna ve Filistin örneklerinden bahsederek benzer ifadeleri Batı’nın diğer temsilcilerine karşı da kullandı. T.C. Başkanı Erdoğan, TBMM’den hepsine birden seslendi:
-Aynanın karşısına geçin, tarih boyunca ellerinize bulaşmış masum kanına bakın.
Düzmece iddialar ve kurgulanmış iftiralarla Türkiye’yi karalamaya çalışanlara çok sert ifadelerle yüklendi.
Bence iyi de yaptı.
***
Erdoğan, Barış Pınarı Harekâtı için aynen şu ifadeyi kullandı:
“Ya kasap bıçağına boynumuzu uzatacaktık ya da mücadele edecektik.”
Yaşananların en güzel özeti budur. Biz de uzun süredir bunu anlatmaya çalışıyoruz zaten. Yine de anlamayanlar ve anlamak istemeyenler var. Bunlardan biri de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. Önceki gün Meclis Grubu’nda konuşurken dehşet verici ifadeler kullandı. Hâlâ “Ne işimiz var bizim orada” sorusunun etrafında dolaştı.
Erdoğan girmedi tabii ki kendisiyle tartışmaya. Askerin seferde olduğu bir dönemde Kılıçdaroğlu gibi sıkıntı üretmeye çalışan figürlere verilecek cevabı harekât sonrasına bıraktı.
Ama ben bir hatırlatma yapmak isterim kendisine. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, görüştüğü bütün mevkidaşlarına şu soruyu soruyor:
-Sizin ülkenize sınırınızdan 700 roket ve füze atılırsa, 20 vatandaşınız hayatını kaybeder ve yüzlercesi yaralanırsa ne yapardınız?
Cevap vermeyenlere ise “Bir sonraki karşılaşmamızda da aynı soruyu soracağım” diyor.
Şimdi ben de Kemal Bey’le ilk karşılaşmamızda aynı soruyu sormayı düşünüyorum:
-Kemal Bey, siz ne yapardınız, bölgemizin yeniden dizayn edilmesi planlarına teslim mi olurdunuz?