Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar'da Mısır Diktatörü Sisi ile tokalaştı. Vay, sen misin bunu yapan? Hemen planlı ve sistemli bir saldırı başladı. Söylenmedik laf bırakılmadı...
En basit ifadelerle Erdoğan "U dönüşü" yapmış! Eleştirdiği, yerden yere vurduğu Sisi'nin elini sıkmış!
Ne yapmasını gerekiyordu acaba? Bağırıp çağırıp küfürler, hakaretler etmesi mi? Yoksa Yaradan'a sığınıp, adama birkaç tokat sallaması ya da tekme tokat girişmesi mi?
Bunlar, ya evcilik oyunu sanıyorlar devlet yönetimini; ya da Erdoğan düşmanlığından ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.
Sosyal medyada en çok saldıranlar ise, profillerine Mustafa Kemal resmi koyanlar. Atatürk'ü tanımayan Atatürkçüler. En güzel ifade ile pabucumun Atatürkçüleri!
Mustafa Kemal, binlerce kilometre uzaktan ülkemizi işgale gelen, Mehmetçik'e kurşun sıkan ve Çanakkale'de ölen Anzak askerlerinin annelerine 1934'te bir mektup yazdı. Onlara şöyle seslendi:
"Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Onlar, bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."
İşte ilmi siyasettir bunun adı.
Allah'tan o dönemde bu kafalardan yoktu içimizde. Atatürk'ü bile Mehmetçik katillerine alkış tutmakla suçlarlardı!
Mustafa Kemal, Milli Mücadele yıllarında Avrupalılara "ahır köpekleri" demiş bir komutandır. Ama savaştan sonra da onlarla ilişki kurmuştur. O da mı U dönüşü" yapmıştır?
Bir de Milli Şef İnönü'den örnek verelim isterseniz...
İsmet Paşa, 3 Ekim 1931'de, yıllar önce Anadolu'yu işgale gelen, bu millete kan kusturan Yunanistan'ı gemi ile ziyarete gider. Limanda Yunan Başbakan Venizelos tarafından karşılanır. Eşi Mevhibe İnönü de Venizelos'un koluna girer. Her yerde var fotoğrafları.
Peki buna ne diyecekler?..
İsmet İnönü'yü de "U dönüşü" ve vatana ihanetle mi suçlayacaklar bu pabucumun Atatürkçüleri?
İkinci Dünya Savaşı'nda bütün Avrupa gırtlak gırtlağa birbirine girdi. Ama bugün aynı birlik içinde yer alıyorlar. Aynı ortak menfaatler peşinde koşuyorlar...
Biz, 2015'te Rus uçağı Su-24'ü düşürdük Suriye'de. İlişkiler alabildiğine gerildi. Ama birkaç yıl sonra birlikte hareket etmeye başladık. Bugün, Erdoğan'a övgüler düzen, sınır ötesi harekâtlar sırasında, kontrol ettiği Suriye Hava Sahası'nı Türkiye'ye açan bir Putin var karşımızda. Rus Muhalefeti ve medyası, Putin'i "U dönüşü" yapmakla mı suçluyor?
Tabii ki değil. Tam tersi bir tavırla uygulanan dış politikayı destekliyorlar. Çünkü bizdeki gibi kendilerini her şeyi kirletmekle görevli sayan bir güruh yok orada.
Bizdekiler gerçekten garip. Erdoğan, Sisi'yi eleştiriyor; "Hayır, olmaz, bir araya gelmelisin" diyorlar. Elini sıkıyor, "olmaz, olamaz" diye bağırıyorlar. Ne istedikleri belli değil bunların.
Tek hedefleri Erdoğan'ın zedelenmesi, lekelenmesi ve itibar kaybetmesi! Tek amaçları O'nun gitmesi!
Ülkenin menfaatleri, bölge ve dünya dengeleri, değişen şartlar umurlarında değil bunların. Allah'tan ülke yönetiminde değiller. Yoksa halimiz harap; içine düştüğümüz durum, Türkiye'nin ve çocuklarımızın geleceği çok vahimdi!