ERZURUM
CHP, bu ülkenin Ana Muhalefet Partisi. Dün, 36. Olağan Büyük Kurultayı vardı. Canım istemedi, gitmedim. Zaten orada olmamı istediklerini de sanmıyorum. Kılıçdaroğlu, bir süre önce medyanın Ankara Temsilcileri ile bir araya gelmişti. Ama biz yoktuk. Akşam, Güneş, Sabah, Akit, Yeni Şafak, a haber, Ülke Tv, atv gibi yayın organlarındaki meselelere milli bakan isimleri davet etmemişti. Kemal Bey, istememişti bizi.
Kim bilir, belki de o yüzden CHP’nin kurultayının yapıldığı salona gitmedim. Bir kaybım olduğunu da sanmıyorum. CHP toplansın, tartışsın, bildik görüşlerini tekrarlasın, yeni listeler oluştursun. Bir ara bakarız neler olduğuna. Zaten atacakları adımlar belli ve öncesinde yazdık da… Daha önemli bir derdimiz var bizim. İşte bu yüzden geçtiğimiz cuma günü Erzurum’da bir araya geldik. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman organize etti, “haydi” dedi; gittik. “Türk Dünyasına açılan kapı: Erzurum” başlığı altında düzenlenen panelde uzun uzun konuştuk…
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşar Yardımcısı Murat Yılmaz, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Fırat Purtaş, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu ve Azerbaycan Büyükelçisi Hazar İbrahim ile birlikte, meselemizi bütün boyutlarıyla masaya yatırdık.
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen oradaydı. Vali Seyfettin Azizoğlu yanımızdaydı. TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ile Erzurum milletvekilleri İbrahim Aydemir, Zehra Taşkesenlioğlu ve Mustafa Ilıcalı bizlerle birlikteydi. Dadaşlar da büyük ilgi gösterip, salonu doldurdu. Türk Dünyasının dünü, bugünü ve geleceğini konuştuk…
***
Bundan 30 sene önce TÜRKSOY diye bir kuruluş yoktu. 35-40 yıl önce Türkçe konuşan ülkelerin bir araya gelip, böyle bir kültür teşkilatını kurmaları hayal bile edilemezdi. Azerbaycan Büyükelçisi’nin bu tür bir panele katılması düşünülemezdi. O yıllarda, Türkiye’de “Esir Türklere Hürriyet” sloganları atılırdı. Ülkeyi idare edenlerin ise, zaten böyle bir dertleri yoktu. Dün gibi hatırlıyorum: Takvimler 14 Kasım 1986’yı gösteriyordu. Bulgaristan’da soydaşlarımız büyük baskılar altındayken, “Cep Herkülü” lakaplı Naim Süleymanoğlu, Melbourne’da dünyayı ayağa kaldırdı. Peş peşe üç altın madalya kazandı. Dünya bu olayı konuşurken Naim de fırsatı değerlendirip, zulümden kurtulmanın yollarını aradı. Kasaplık yapan 2 Türk genci ile irtibata geçip, “kaçırın beni” dedi. Aynen öyle oldu, kaçırıldı. Ancak, Türkiye’ye getirilmesi için irtibata geçilen Melbourne Başkonsolosluğu’ndan son derece çirkin ve rahatsız edici bir cevap alındı:
-Bizi karıştırmayın bu işlere.
Eğer bir şekilde Özal’ın haberi olmasaydı ve devreye girmeseydi, Naim Süleymanoğlu belki Türkiye’ye gelemeyecek ve Bulgaristan’a, zulmün kucağına dönmek zorunda kalacaktı.
İşte o günlerden bu günlere geldik! Köprünün altından çok sular aktı. Safralar atıldı, milletin hassasiyetini paylaşan bir devlet yapısı ortaya çıktı.
Artık Kıbrıs ve özerk bölgeler hariç, BM’de Türkçe konuşan 6 bağımsız devlet bayrağı dalgalanıyor. En önemlisi de Erzurum’da bizim yaptığımız gibi, bu 6 Türk Devleti’nin atması gereken ortak adımlar konuşuluyor.
***
Üstelik, Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını kazandıkları yıllardaki durumda da değiller artık. Azerbaycan’ın topraklarının büyük bölümünün işgal altında olduğu doğru. Ancak, Rusya aradan çıksa, o toprakları birkaç gün içinde kurtaracak ve Ermenileri tepeleyecek bir Azerbaycan gerçeği ile karşı karşıyayız bugün.
Kazakistan’ın başında ise, “Türk Birliğinden” söz eden Nur Sultan Nazarbayev gibi bir lider bulunuyor. Balkanlar’da, gözünü Türkiye’ye dikmiş, son derece bilinçli ve dinamik Türk ve Müslüman topluluklarla karşı karşıyayız.
Türkiye’ye gelince…
Tablo ortada: Artık o eline vurulup, ekmeği alınan Türkiye yok. Milli düşünüyor, adımlarını buna göre atıyor. Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” sözü ve benzeri söylemlerle küresel adaletsizliğe karşı hakkı ve adaleti savunuyor. Afrin’de “süper güç” Amerika’ya rağmen askeri operasyon düzenleyip, milli menfaatlerini koruyor. O sıkıntılı ve acılı günleri geride bıraktık biz Türk Dünyası’nda ciddi kıpırdanmalar var. Dünyadaki dengeler yeniden kuruluyor. İşte böyle bir ortamda Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, “Azerbaycan güçlendikçe Türkiye, Türkiye güçlendikçe Azerbaycan güçleniyor” sözleriyle mevcut durumu bütün dünyaya haykırıyor.
Dün yoktu, ama bugün bir derdi var Türkiye’nin!..
Gaspıralı İsmail’in yıllar önce söylediği “Dilde, fikirde, işte birlik” hayali gerçeğe dönüşüyor! CHP Kurultayı’nı ve yansımalarını önümüzdeki günlerde de yazarız elbet. Bugün sizlerle gerçek gündemi ve daha güzel gelişmeleri paylaşmak istedim.