Kemal Bey, Kanal İstanbul üzerinden yine tehditler savurdu. Yine takoz işlevine soyundu. Bir defa daha "olmaz, olamaz, oldurmayız" tavrı içine girdi.
Niye, neden, niçin?..
Kılıçdaroğlu, "Türkiye soyulacak bir ülke değildir" dedi!
Yani, Kemal Bey'e bakılırsa Kanal İstanbul bir soygun! Uzun süreden beri bu fikri savunuyor ve yaymaya çalışıyor.
1968 model bir kafa bu!..
İstanbul Boğazı'na bir köprü yapılması planlandığında da aynısı olmuştu. "Olmaz, yaptırmayız" diyen bir güruh ortaya çıkmış, projeyi kirlettikçe kirletmişti. Bir "ihanet projesi" olarak milletin önüne koymuştu!
Cumhuriyet Gazetesi'nin Başyazarı İlhan Selçuk, 3 Eylül 1968'de bir yazı kaleme almış, "Milletin parası çarçur ediliyor" demişti. Hızını alamayıp, "Boğaz Köprüsü, memleketin geleceği için zararlı" ifadesini kullanmıştı. Projeyi yerden yere vurmuş, yapılmaması için büyük bir mücadele vermişti.
Ne oldu?
O köprü yapıldı. Yetmedi, yenisi geldi. İhtiyaç büyüyünce, bu defa tüp geçit devreye girdi. İyi ki bu adımlar atıldı. İyi ki bu eserler yapıldı. "Memleket için zararlı" denilen bu projeler ülkenin önünü açtı. Bugün yetmiyor, daha fazlasına ihtiyaç duyuluyor.
1968 model kafalar ise değişmiyor. Onlar, bu tür eserleri karalamaya devam edip, "karşıyız karşı, her şeye karşı" tekerlemesini tekrarlayıp duruyor...
Ne dedi Kemal Kılıçdaroğlu?..
"Kanal İstanbul ihalesine girecek ülkeyle aramıza mesafe koyacağız" dedi. Ortaya çıkacak alacakla ilgili olarak da "Parasını kesinlikle ödemeyeceğiz" ifadesini kullandı. Projeye finans desteği verme ihtimali olan yerli-yabancı bütün bankaları tehdit etti:
"Günü geldiğinde o da görür!"
Olacak iş, söylenecek sözler değil bunlar. Türkiye Cumhuriyeti eşkıya ya da dolandırıcı değil, bir devlet! Üstelik hukuk devleti! Ne demek parasını ödememek? Olabilir mi böyle bir tavır? Milletlerarası Hukuk denilen bir şey var!
Ayrıca, kendisinin iktidara gelme ihtimali de son derece zayıf. Yeni sistemde ülkeyi Cumhurbaşkanı yönetiyor. Kemal Bey, henüz "Ben de varım, ben de adayım" bile diyemedi.
Ama yine de bunları söyleyebiliyor.
Bence bir değeri yok sözlerinin. Yıllardır alışık olduğumuz "takoz siyasetinin" uzantısı söyledikleri. Fakat çok önemli! Doğaldır ki ürkütür projeye ilgi duyan yabancıları. Daha dikkatli olmaya zorlar. Kredi maliyetlerini yükseltir. Sonuçta Türkiye'ye zarar verir. Yabancılar kazanır, millet olarak biz öderiz bedelini.
Umurunda mı Kemal Bey'in?
Bu tür ifadeleri kullandığına göre, belli ki umurunda değil. Hiç frene basmadan kirletmeye devam ediyor. Bir kenarda pusuya yatmış olan Türkiye'yi soymak isteyenlerin ekmeğine yağ sürüyor.
Kemal Bey ne derse desin, yapılacak Kanal İstanbul. Yapılacak ve ülkenin de yararına olacak. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve birlikte hareket ettikleri çevrelerin engelleme çabaları yüzünden, belki biraz pahalıya mal olacak. Ama ok yaydan çıktı. Bu proje hayata geçirilecek.
Sonra ne olacak?..
Bugün nasıl İlhan Selçuk'un 1968'de yazdığı gelişme ve ilerleme karşıtı yazısını konuşuyorsak, 40-50 yıl sonra da Kılıçdaroğlu'nun bu takoz siyaseti konuşulacak...