Tüketici fiyatları geçen ay ortalama yüzde 2 artarak yükselişini sürdürdü. Yıllık enflasyon yüzde 11,9 ile neredeyse son on ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Bütün enflasyon göstergelerinde yükselişin devam etmesi, enflasyondaki yükselişin pek geçici olmadığına işaret ediyor. Uzun dönem hedefi olan yıllık yüzde 5 enflasyon gerçekçi değil, Merkez Bankası epey zorlanacak. TÜFE’nin detayına baktığımızda, aylık en yüksek artışın giyim ve ayakkabı ana harcama grubunda gerçekleştiğini görüyoruz, fiyatlar aylık bazda yüzde 11,5 oranında artmış. Artış geçen yıl yüzde 10,4 olmuştu. Dolayısıyla, sadece mevsimsel faktörler bu gruptaki fiyat artışlarını açıklamaya yetmiyor. Bu grupta yıllık enflasyon oranı daha dört ay önce yüzde 3,2 seviyesinde iken ekim ayında yüzde 11,4’e çıkmış, yıllık toplam enflasyona katkısı da haziran ayındaki 0,2 puandan 0,8 puana zıplamış.
Ana harcama gruplarının enflasyona katkısına baktığımızda en ciddi artışın konut ve ev eşyası gruplarından geldiğini görüyoruz. Bu iki grupta yıllık enflasyon yüzde 12,7 ve yüzde 11,6’ya yükselerek toplam enflasyona katkıları da 1,4 ve 0,9 puana yükselmiş. Enflasyona katkı rakamlarını yıllık artışı enflasyon endeksindeki yüzde payla çarparak buluyoruz.
Enflasyon hemen hemen tüm mal ve hizmet fiyatlarında yükseliyor. TÜİK tarafından açıklanan verilerin detayında enerji ve gıda dışı mallarda yıllık enflasyonun yüzde 13,9 olduğunu hesaplıyoruz. Bu oran yıllık enflasyon oranının üstünde. Yani aslında gıda ve enerji fiyatlarındaki enflasyon oranları ortalamayı aşağıya çekiyor.
Yine TÜİK tarafından açıklanan çekirdek enflasyon verilerine baktığımızda da mevsimsel ürünler hariç enflasyonun yüzde 12, enerji, alkollü içecekler, tütün ürünleri, işlenmemiş gıda ürünleri ve altın hariç enflasyonun yüzde 11,8 olduğunu görüyoruz. Çekirdek enflasyon genel olarak Merkez Bankaları tarafından öncü gösterge olarak kabul edilir. Dolayısıyla genel enflasyonun oldukça altında seyretmesi beklenir. Ancak son dönemde Türkiye’de çekirdek enflasyonun genel enflasyonla başa baş gidiyor olması enflasyondaki yükselişin geçici olmadığını, en azından tek basamaklı oranlara düşüşün hayli zorlu olacağını gösteriyor. Bütün bu faktörlere üretici fiyatları enflasyonun yüzde 17,3’e yükselerek son on yılın rekorunu kırdığını da eklersek enflasyondaki sorunun ciddiyeti daha da belirginleşecektir.