O kadar kuru gürültü var ki etrafımızda, sanırım iyi hikâyelere hasret kaldık. İşte tam bu derde deva bir film var şu an vizyonda. Sinefiller hatırlayacaktır bundan 5 sene önce yazar ve yönetmen Stephen Chbosky’i sancılı bir büyüme öyküsünü anlattığı ‘The Perks of Being a Wallflower’ (Saksı Olmanın Faydaları) filmiyle tanımıştık. Gençlik buhranlarının, bilinmezlerin ve irili ufaklı travmaların asıl meseleyi oluşturduğu, ana akım dışına çıkan bir gençlik filminin yetişkin izleyicilerin de ilgisini çekecek bir anlatım diliyle yazılıp yönetilmesi Chbosky’nin çabasız gibi gözüken etkili sinema dilinin bir örneğiydi… Şimdi ise Stephen Chbosky senaryosunu yine kendi yazıp yönettiği, yine sıcacık, yine tüm mucizesi samimiyetinde saklı bir filmle karşımızda.
‘Wonder’ ya da Türkiye’de sinemaya ‘Mucize’ ismiyle gelen film aslında Amerika’da çok satan bir romanın uyarlaması. R. J. Palacio tarafından kaleme alınan roman, beyazperdede Chbosky senaryosu ve yönetmenliğiyle filmin her anında kalplere dokunuyor. Film, yüzünde deformasyonla dünyaya gelen Auggie’nin annesinden eğitim görerek evde geçirdiği yıllardan sonra, artık 10 yaşına girerken okula gidişiyle başlıyor. Aslında çok az şeyin farkında olması gereken bir yaştayken ‘dış dünyanın ona hissettirdiği farklılıklardan dolayı’ gerektiğinden fazla şeyin farkında olan Auggie, geçirdiği sayısız ameliyata ve sıkıntıya rağmen komik, neşeli ve bilime meraklı bir çocuk olarak izleyicinin de kayıtsız kalamayacağı bir karakter.
İYİ HİSSETMEK İÇİN 1 DOZ
İster istemez Amerikan filmlerinde görmeye alışık olduğumuz okuldaki zorbalıkları burda da fazlasıyla bekliyoruz ancak yönetmen her karakterin kendi dünyasında yeni baştan bir pencere açarak, iyi-kötü dersi vermeden farklılıklara hoşgörüyle bakabilmeyi ve böyle kabul edebilmenin yarattığı o muhteşem gücü gösteriyor. Bu anlamda herkes kendi açısından haklı iken çocukların ya da büyüklerin dünyası diye ayırmadan tüm bunlarla birlikte “haklı olmak ile nazik olmak arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsan, nazik olmayı seç” diyor ve anlatım dilinin o muhteşem sadeliğiyle film her yaştan seyircinin izleyeceği bir film haline geliyor.
Tabii özellikle burada Julia Roberts, Owen Wilson ve geçen sene ‘The Room’ (Gizli Dünya) filminde izlediğimiz çocuk aktör Jacob Tremblay’in samimi oyunculuğunu da göz ardı etmemek gerek. Sanıyorum ‘Wonder’ iyi hissetmek için şöyle ara ara bir doz izlenilecek filmler arasında kendine önemli bir yer edinecek… Üstelik mesaj verme kaygısına düşmeden sadece farklılıkların da onurlandırılması gerektiğini bu kadar güzel söyleyebildiği için haftanın en iyi filmlerinden biri olan ‘Wonder’ı muhakkak izleyin.