Merkez Bankası’nın araştırmaları genellikle çok üst düzeyde araştırmalardır. Bunlardan bir tanesini, Merkez Bankası’nın yeni bir yapı ve yaklaşıma dönüşümü konusunu inceleyen ve finansal konularla ilgili her kişiye, şiddetle tavsiye ediyorum. Mahir Binici, Hakan Kara ve Pınar Özlü tarafından yapılmış ve Merkez Bankası Çalışma Tebliği No:16/08 kodu ile Merkez Bankası internetinden bulunabilecek, herkese açık bir çalışma bu. Aşağıda kısaca özetini veriyorum ve önemini vurguluyorum.
Geleneksel faiz koridoru sistemleri tek bir politika faiziyle çalışır ve bankaların kısa vadeli fonlama maliyeti de bu faize oldukça yakınlaştırılır.
Ancak biz sermaye hareketi serbestisi ile çalıştığımız ve de para politikasında “enflasyon hedeflemesi” yaklaşımını temel para politikası tercihi olarak seçtiğimiz için ve de kuru piyasaya bıraktığımız için ve ekonomimizde kur de önemli dalgalanmalar yaşadığı için, koridoru farklı ve sıra dışı bir şekilde ve büyük çapta da döviz kuru oynaklığına karşı kullandık. Bu nedenle de bizim koridorumuz oldukça geniş bir koridor oldu ve de Merkez Bankası gecelik faizi (ve de ortalaması) da kurun oynadığı dönemlerde politika faizine göre iyice yükselebildi. Bu arada hatırlatalım ki kısa dönemde kuru kontrol edebilecek tek silahımız faizdir.
Tavsiye ettiğim araştırma bir noktayı daha ekliyor. Bankalar kredi ve mevduat faizlerini belirlemek için Merkez Bankası’nın resmi faizlerini değil (yani Merkez Bankası tarafından ilan edilen faizi değil) fiili iki faizi kullanıyorlar. Bu fiili faizlerden biri bankalar arası gecelik faizdir (Bist Bankalar Arası piyasa faizi). Diğeri de TCMB Ortalama Fonlama faizidir. Para politikası aktarımı da büyük çapta bu iki ortalama fiili faizden yapılmakta
Kredi faizlerinin belirlenmesi açısından ise ve araştırmanın sonuçlarına göre “Bist” bankalar arası piyasa faizi, TCMB Ortalama Fonlama faizinden daha önemli bir faizdir. TCMB ortalama fonlama faizi ise araştırmaya göre büyük çapta para politikasının duruşuna dair bir referans olarak kullanılmaktadır.
Kısa vadeli piyasa faizleri uzun süre ve koridorun üstünden daha yüksek oluşursa da (2015 yılının ikinci yarısında olduğu gibi) mevduat faizleri de TCMB ortalama fonlama faizinin ima ettiği seviyelerin oldukça üstüne çıkar.
2008-2009 krizinden sonra ortaya çıkan olağanüstü likidite koşullarında da, fiili faizler ile resmi faizler arasında artan farklar oluşmuştur.
Bankalar faiz koridoru sistemini anlamakta ve de fiili politika faizlerinin banka faizlerine aktarımına da fırsat tanımaktadır. Ancak resmi politika faizlerinin aktarım mekanizması açısından öneminin zayıflamış olması, para politikasının iletişim kanalının etkinliğini de azaltırsa, ortaya sorunlar çıkacaktır.
'Sadeleştirme' ve 'Koridor daraltma' ve de 'Tek faizin' etkilerinin ne olacağı da, Yeni Başkan döneminde ve yeni politika yaklaşımları geleceği düşünülen yeni dönemde, ne tür değişimler getirecek konusunun da iyi düşünülmesi gerekiyor.